ÇIĞ’LIK

A -
A +
Afetler, kısa aralıklarla hayatımızı yokladı: Elâzığ’da zelzele. Van’da çığ.. Van’da bir kere daha çığ… Kurtköy Havalimanında pistten çıkan bir yolcu uçağının 30 küsur metreden aşağıya düşerek üçe bölünmesi…. Bunların her birinde milletçe içimizi burkan ölümler ve yaralanmalar meydana geldi. Gerekli tedbirler vaktinde ve hakkıyla alınmayıp, sebebe tevessülde noksanlık bırakılınca kayıplar yüksek olmakta. Binalar, her çeşit depreme dayanıklı şekilde yapıldığında  büyük kayıplar verilmez. Otomobil, otobüs, uçak… gibi bineklerde sürücüden bineğe, uyku, hız, bakıma dair mecburiyetler yerine getirildiğinde ya kaza olmaz veya olsa bile ziyan şimdikilerin ölçüsünü bulmaz. “Bir şey olmaz!” diye sıkça kullandığımız zarar verici bir cümlemiz vardır. En olmadık işlere en olmadık şekilde başlanır, itiraz ve müdahale olunca da “bir şey olmaz!” denir. Hâlbuki hiçbir kaza “bir şey olacak!” diye gelmez. Aslolan kazadan önce  tedbir almaktır. Belki çığı diğerleriyle birlikte ele almamak gerekir ama onda da  kurtarma şartlarının çok iyi yönetilmesi gerekir. Hangi araç-gereç, ne kadar insan, hangi usulle, ne zaman kurtarma çalışması yapacağı çok dikkatlice kararlaştırılmalı. Birkaç ay evvel bizzat gördüğüm şu manzara hâlimize dair acıklı bir gerçektir: Motosikletteki baba, önüne 3 yaşlarındaki çocuğunu oturtmuştu. Arkasında hanımı vardı. Onun da kollarında kundak bebeği bulunuyordu. Muhtemelen bu bir ailenin tamamıydı. Ve o ailenin tamamı, iki teker üstünde naklettiğimiz şekilde ve hiçbir koruyucu tedbir almadan İstanbul trafiği içinde sürüp gidiyordu. Zannederiz motosiklet durdurulup da babaya “niçin böyle yapıyorsun?” dendiğinde nemelazımcı ve mütebessim bir çehreyle “bir şey olmaz!” derdi. Veya asabiyetle “sana ne!” “Bir şey olmaz”, “idare et”, “aman sen de”, “Allah büyük!” ve benzeri sözler, uluorta kullanılmaktadır. Bir şey olmayacağını nasıl bilebiliriz? İdare et, suç ortaklığına dâvettir. Aman sen de, nemelazımcılık ve laubaliliktir. Allah büyüktür, sözü mutlak bir hakikati, mecraından çıkarmaktır. Allahü teâlâ, elbette büyüktür. Zaten “teâlâ” kelimesi, büyük, yüce demek. Kusur, ihmal, tedbirsizlik, kasıt… akraba sözlerdir. Uçak veya kara yolu kazası, zelzele veya çığ felâketi… yaşanan her ne  acı olursa olsun öncesinde ihmal, boşluk, eksiklik, nemelazımcılık gibi  mes’uliyete aykırı durumlar olmamalıdır. Pilot layıkıyla eğitim ve tecrübe sahibi olmalı, kule görevlisi işinin ehli olmalı, pist bakımlı olmalı… Sürücü, trafik kurallarına riayet etme sorumluluğunu taşımalı. Binalar, depreme tam dayanıklı inşa edilmeli. Kurtarma çalışmaları, tek elden ve ahenkle yapılmalı. “Bir musibet, bin nasihatten evladır” deyimi meşhurdur. Arka arkaya gelen bu musibetlerden muhakkak ders çıkarmalı. Önleyici tedbir, dinin emirlerini yaşamaktan tıbba kadar çok ehemmiyetlidir. Evin, arabanın, uçağın bakımını vaktinde yaptırmak önleyici tedbirdir. Çığ’dan doğan bu çığlığın, bir kulaktan girip bir kulaktan çıkmamasını temenni ederiz. Sarıkamış Faciası’nı unutmadık ki yeni kar faciaları bizi ürpertsin.  Erzincan’dan, Gölcük’e nice zelzeleleri, nice uçak kazalarını da unutmadık… Ateş, düştüğü yeri yakar. Bu söz, ne güzel bir sözdür. Hiçbir ocağa ateş düşmesin…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.