SAĞLIKLI DÜŞÜNME

A -
A +
Nefret eden, karşısındakine değil kendine zulmeder. İdeolojik saplantıya kapılmış beyin, sağlıklı düşünme melekesini kaybetmiş demektir. Nefretle zehirlenmiş kalb de kalıb da doğru karar verip doğru hareket edemez. O ânlarda nefs ve şeytan sevk ve idareyi devralmıştır. Şu âfet günlerinde nefsleriyle şeytanın sevk ve idaresindeki bazılarının yazdıkları, konuştukları, bizatihi o âfet kadar rahatsızlık vermekte. Eğer; bir âfet de bizi birleştiremiyorsa "eyvah!" deme eyyamıdır. "Millet" olma vasfımızı kaybetmişiz demektir.
Bu defa da İzmir’deki zelzeleyle yüreklerimiz yandı. Arzın bu âfeti, şimdi de İzmir’imizi vurmuştu. Teselli şurada ki; sallantıdan hemen 14 dakika sonra AFAD ekipleri, felâketzede vatandaşların yanındaydı. Bütün görevliler, o on dördüncü dakikadan itibaren inanılmaz ve gıpta edilen bir fedakârlık ve olağanüstü bir çabayla bir can daha kurtarmak için didiniyorlardı. Bu güzel insanlar, "kurtarma ekibi" unvanını aşarak "Kurtarma Ordusu" liyakatine yükseldiler.
Bunlar olurken, yaşanırken, devlet devreye sokulacak ne varsa hepsini koştururken bâzı müfrit tiplerin İzmirli vatandaşlara, diğer taraftaki bazı müfrit tiplerin de iktidara çirkin sözler ettikleri görülür oldu. Onlardan bâzıları, İzmirliyi inanç üzerinden sorgulama hadsizliğine düşerken bazıları da iktidara "sen ne kadar propaganda yaparsan yap İzmirli sana oy vermeyecek!" deme şaşkınlığını gösteriyordu… Üstelik bunu diyenler, mürekkep yalamışlardan. Oysa yapılanlar bir iktidar gösterisi değil, vatandaşın hayatını kurtarma ona, faydalı olma gayretiydi. Şu gün dünya takdirlerini ifade ettiği gibi felâketzede yakınları da devlete dua ederek şükranlarını dile getirmekteler. ‘99 Marmara depreminde devrin Başbakanı, Ankara’dan Adapazarı’na gidemedi. Bu, sadece yaşından ve hastalığından dolayı değildi. Yollar kullanılamaz hâle geldiği gibi haberleşme imkânı da çökmüştü. Bunlar aşılamıyordu. Şüphesiz ki imkânlar olsa o günkü hükûmet de vatandaşa koşacaktı. Ama yoktu. Bugün sahip olunan nimet ve imkânlarla o gün kıyas bile edilemez.
İzmirlinin Müslümanlığını sorgulamaya kalkışan fukara akıllı da iktidara felaketten yararlanarak propaganda yapma iftirası atan acınası kimseler de aynı hastalıklı ruh hâlinin iki diğer yarısıdır. Yaptıkları bozgunculuktur, fitne çıkarmaya yeltenmedir. Oysa İnanç, sağlık, ordu, eğitim, âfet… gibi mevzularda ideoloji ve politikadan uzak durmak, memleketin selâmeti, milletin saadeti için şarttır. Bunun aksi nefrettir. Nefrete dair kanaatimizi yukarıda ifade ettik. "İdeolojik saplantıya kapılmış beyin, sağlıklı düşünme melekesini kaybetmiş demektir…"
İktidar için şöyle düşünmek çok mu zordur?
-Allah râzı olsun; Covid-19 salgınında olduğu gibi diğer zelzele ve âfetlerle İzmir depreminde de milletimizi zorda bırakmadı, çâresiz komadı. Devlet adamları da devletin kurum ve kuruluşları da sür’atli ve iyi çalıştılar…
Böyle demek mutlaka oy vermeyi de gerektirmez. Ama insaflı ve vicdanlı olmalı.
İzmirli kardeşlerimizin imânını sorgulamaya gelince. Bunu yapmak kimsenin haddine değildir. Kimin kimden daha sağlam imânlı, daha kuvvetli Müslüman olduğunu Allah bilir. Aklı başında Müslüman, karşısındakini kendinden üstün bilir, ona hüsni zân eder. Zira Sünnî itikadda amel imânın parçası değildir. Vehhabilik böyle kabul eder. Aklı başında mü’min, muhatabının da kendisinin de son nefesteki hâlini düşünür. Hakîkat bu iken bazı sığ kimseler, cennetin pasaportunu ceplerinde sanıyorlar. Yanıldıklarını anladıklarında iş işten geçmiş olabilir.
Kaderde, kıvançta, tasada bir olma.
‘Millet’in en sâde tarifi böyle değil midir?
Biz, aramızdaki köprüleri atarsak nasıl millet oluruz?
Ne bu vatan bir otel ve ne de bu millet otel müşterisi!..
Kaybettiğimiz her cana üzüldük.
Kurtulan her cana sevindik.
Varlığından bile habersiz olunduğu hâlde enkaz altından 65 saat sonra kurtarılan 3 yaşındaki Elif Perinçek ise her evde sevinç gözyaşlarına sebep oldu.
Geçmiş olsun İzmir.
Geçmiş olsun Türkiye!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.