AHİ EVRAN EVLÂDLARI

A -
A +
Hüseyin Satkun ağabey,
Yavuzselim Caddesi yokuşunda Uludağ Turşucusu’ndan iki yukarıdaki mütevazı dükkânında yıllar ve yıllar boyu ayakkabıcılık yaptı...
Her sabah dükkânının önünden geçişimde ben, selam vererek yürürken O da arkamdan dualar eder, “Allah, iyilerle karşılaştırsın!” diye seslenirdi. El sıkıştığınızdaysa bir eliyle elimi tutarken boşta kalan diğer elinin parmaklarını bir araya getirip dudaklarına doğru götürerek “sözün, ruh bulsun arkadaş!” derdi. Bu bir okuyucunun, okuduğu yazara duasıydı..
O’nun lütfettiği bu iki duası hiç eksilmedi. Umarız şimdi de saadethânesinden gıyabımızda aynı duaları yapıyordur.
Hüseyin ağabey, Çerkez asıllı, Şeyh Şamil yiğitliğiyle bıçkın duruşlu, hikmetten nasipli bir İstanbullu, bir güzel insandır.
Sözünü ara ara ederdi ama bu güzel insanın, sahiden bir gün dükkânını kapattığını gördük. Üzüntümüz derin oldu; tarifsiz oldu. “Yaş 74 arkadaş” dedi.
O dükkân kapanınca kendimi sanki yetim kalmış sandım. Tasvir ettiğim o ayaküstü merhaba-dua-muhabbet faslı sanki hayatımın bir parçasıydı.
Muhabbetimiz hasbî idi. Bir okuyucu-yazar kalb yolculuğu bu iklime vâsıl olmuştu. Üstelik o kadar senelik dostluğa rağmen tek kuruşluk alışverişimiz de yoktu.
Bir ayakkabı esnafının insanı hayrete düşüren inci-mercan misali sözler etmesi şaşırtmamalı. Evliyâullahtan birçoğu da esnaftır.
Hüseyin ağabeyin, tâ Washington, DC’ye kadar zahmet edip bize telefon açarak hatırımızı sormasını unutamayız.
İlim, Hak’tan halka intikal edince nice diplomasız ârifler, bir fener gibi insanın yolunu aydınlatırlar.
Sohbetle ısınan o ayakkabıcı dükkânı, şimdi mevcut değil, fakat Hüseyin ağabey, usta bir oltacı maharetiyle tesbit ettiği imbikten süzülmüş paylaşımlarla hizmetine devam etmekte.
Bir kere daha anlaşılıyor ki bildiğimiz ve bilmediğimiz iyilerin yüzü suyu hürmetine ayaktayız.
Hani şimdilerde “küçük esnaf” deniyor ya! Hüseyin Satkun ağabey de onlardandı. Onlar kimler, küçük esnaf mı? Evet, şeklen öyle ama hakikatte onlar Ahi Evran evlâdlarıdır. Ahilik, kardeşlik, tasavvuf boyasıyla boyanmışlardır. Bulundukları yeri çarşı yapar, gönülleriyle ısıtır, alışverişi bir menfaat devşirmeciliği değil Allahın bereket vermesini diledikleri bir dayanışma olarak hayata kazandırırlar.
Onlar tevazularından dolayı küçük esnaf sanılabilirler. Hakikatteyse kocaman gönüllü, ağzı dualı Horasan erenleridir. Dükkânının önünden eli, annesinin elinde geçen kaç bin çocuk, yarın elinden şeker aldığı Yavuzselim yokuşundaki bu güzel insanı hatırlayacak ve hayırla yâd edecektir.
O küçük zannedilen esnaf, o sabır numuneleri, büyük millet çadırımızın orta direkleridir. Cemiyetimiz onlarla huzurlu, ticaretimiz onlarla zengindir.
Bu güzel insanların,
Ömrü uzun, kazançları bol,
Duaları makbul olsun.
Âmin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.