11 EYLÜL

A -
A +
11 Eylül 2001’de ABD’de İkiz Kulelere yapılan terör saldırısının ardından Amerika, 7 Ekim 2001’de Afganistan’a girdi. Aradan 20 yıl geçtikten sonra bu defa kendisi için anlamlı bir tarih olan 11 Eylül 2021’de bu ülkeyi terk edecek. ABD askerinin adı geçen memleketi tahliye etme kararı, "Kâbil Havaalanı’nın Güvenliği" diye bir meseleyi gündeme getirdi. Merkezî Hükûmet, Taliban’a karşı havaalanının emniyetini kendi başına temin etme kudretine sahip değil. Başşehirdeki havaalanının adı geçen örgütün kontrolüne girmesinin ileride çokça sıkıntılara yol açacağı dile getirilmekte. Bu durum karşısında ya ABD buradan çekilmeyecek veya merkezî idare kendi hükümranlığını konuşturacak veya bunu üçüncü bir taraf yapacak. İlk iki şıkkın hayat bulması mümkün değildir. Gerçekçi olan üçüncü şıktır. O zaman da "kim?" sorusu akla gelmektedir. Mevzu gündeme gelince Ankara, bu işi üstlenebileceğini dile getirir oldu. 14 Haziran’da Brüksel’de yapılan NATO toplantısındaki Erdoğan-Biden ikili görüşmesinde Türkiye Başkanı, Amerikan Başkanı’na Macaristan ve Pakistan’ı da yanımıza alarak ve masraflara ABD’nin de destek vermesiyle Kâbil Havaalanı’nın mes’uliyetini üzerimize alabileceğimizi teklif etti. Mesele, henüz tasavvur planındadır. Bu arada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile görüştü. Macaristan yanımızdadır. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Pakistanlı mevkidaşıyla konuştu. Bilâhâre daha üst seviyede görüşmeler de olacaktır. Pakistan tarihî ve tabiî müttefikimiz olmakla Ankara’dan ayrı düşüneceğine ihtimal verilemez. Millî Savunma Bakanımız Hulûsi Akar da konuya dair ABD’li meslektaşıyla telefonlaştı. Dolayısıyla tasavvur hâlindeki fikir, ilgili Devlet Başkanlarıyla Bakanlar nezdinde müzakere edilmektedir. Buna Afganistan Hükûmetiyle yapılacak müzakereler de katılacaktır. Taliban’la da gayriresmî temaslar olabilir… Türkiye niçin bu meseleyle ilgilenmektedir? Başına yeni bir problem mi açmakta? Bunun birçok cevabı var: -Biz, "Uluslararası Toplum"un bir üyesi olmakla zaten baştan beri Afganistan’dayız. Kardeş ülkede 2 bin Mehmetçik vazife yapıyor. Afgan halkı, onları çok sevmektedir. O kadar ki diğer NATO askerlerinin çarşıya ancak Türk askerinin kıyafetiyle çıkabildikleri nakledilmektedir. -Nüfus sayımı sağlıklı olmamakla birlikte 32 milyonun üzerinde kabul edilebilecek Afganistan’da 3 milyon civarında Türkmen ve bir o kadar da Özbek Türkü mevcuttur. -Bu topraklar, Orta Asya’nın güneye açılan kapısıdır. Türkiye artık, eski Türkiye; kabuğuna çekilerek hayatını idame ettirme zorunda kalmış bîçâre bir devlet değildir. Bugün biz, Afganistan’dan başka Somali, Libya, Aden, Bosna, Suriye, Irak, Karabağ’da faaliyet göstermekte, bayrak dalgalandırmakta, İstiklâl Marşı ve Ezan-ı Muhammedî okumaktayız. Mehmetçik, buralarda da aydınlık alnını toprağa koymaktadır. Yerli halk O’nu bunun için seviyor. -Ortaya çıkan boşluğu doldurmak, Türkiye’nin dünya önündeki kuvvet ve itibarımızı muhkemleştirir. Bu mes’eleyi, iktidarın İslâm âlemiyle ideolojik alâkası olarak göstermek abesle iştigaldir. Yukarıda saydığımız ülkelerdeki varlığımız bu iddia ile nasıl izah edilir. Bin yıldır İslâmın Bayraktarlığını yapmaktayız. Bugün de bu dünyanın merkezindeyiz, ümid kapısıyız. Buna İslamcılık vs. diye şarkiyatçı ideolojik mânâ yüklemek sığ bir ifade olur. Mehmetçiğin, başkent Kâbil’de, havaalanında sulh ve sükûnu sağlaması esnasında Taliban’la sürtüşmeler çıkma ihtimali, bizim geri durmamıza gerekçe gösterilemez. Bosna’da Sırplar, Karabağ’da Ermeniler, Irak’ta PKK, Suriye’de PYD, Haşdi Şabiler, Libya’da Hafter milisleri, Somali’de Boko Haram, Aden bölgesinde Husiler var. Cesaret olmadan büyük devlet olunamaz. Büyük devlet olamazsak kimse bizi kaale almaz. Azıcık aş da kaygısız baş da büyük mazisi olan Türkiye Cumhuriyetine yaraşmaz. Maceraperest olmayalım ama devlet aklını, millî aklı, ortak aklı kullanalım. Bu bir iç mes’ele, politik konu ve malzeme değil devlet dâvâsıdır, yarınları fethetme ufkundan bir yansımadır.
Eğer; Afganistan’da biz yer almazsak başkası alır.
Tabiatta boşluğa yer yoktur.
Küçük düşünmemeli.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.