Bu iş Yüce Divana kadar uzayabilir...

A -
A +

Cumhurbaşkanı, Başbakanı itham ediyor "hükümet yolsuzlukların üstüne gitmiyor. Diz boyu pisliğin içindesiniz." Başbakan yardımcısı, cevap veriyor. "Nankör, seni millet seçmedi, bu üç lider oraya getirdi. Kiraların yüzde 10 olması için kanun çıktı sen, kiracını yüzde 25 yapsın diye zorluyorsun." Bunlar, daha bir çok fazlası ile birlikte 19 Şubat 2001 Günlü MGK toplantısındaki konuşmalar. Kavga, söz düellosundan da ibaret kalmıyor. Anayasa kitapçığı da karşılıklı gidip geliyor. Türkiye, şokta. Kulaklarına inanamıyorlar. Başbakan, keşke biraz sabırlı olabilseydi de bir krize yol açmasaydı. Hem acele etmiş ve hem de olayı tek yönlü nakletmiştir. Ya MGK toplantılarının gizliliği prensibine riayet ederek susacak veya içerde olanları olduğu gibi anlatacaktı. "Dürüst Ecevit", bu dürüstlüğü gösterememiştir. Cumhurbaşkanı, yumuşak olmayan bir üslupla başbakana hitap etmişse bu bildiklerinden dolayı taşmış olmasından ileri geliyor. Ne tuhaftır ki yangına körükle koşan, Hüsamettin Özkan. Nitekim Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e şunları da demiştir: "Seni oraya getirdiğimiz gibi indirmesini de biliriz!!!" Taraflar, bu konuşmaları hakîkaten yaptılar mı yapmadılar mı? En doğrusu toplantı zaptını yayınlamaktır. Bu bir zaruret olmuştur. Yarası olmayan gocunmaz. Mesele sadece bir üslup rahatsızlığı değil. Peki, Özkan'ı böylesine cesaretlendiren nedir? MHP desteği. MHP, önce "devlet" diyen bir düşüncenin temsilcisi. Devlet yıpranıyor. Üstüne hiç lazım değilken kabine üyesi bir kişi, devlet başkanına "sen" diyerek lafa girip ağır ifadeler kullanıyor. MHP lider kadrosu kendine yanlış yer tayin ediyor. Bu kendi kendisiyle tezada düşmektir. Misyonuyla çelişmedir. Kavganın sebebini hatırlayalım. Kavga önce dışarda başlamıştır. Cumhurbaşkanı DDK'yı yeniden organize ederek devreye sokunca başbakan müstehzi bir edayla "denetlemenin denetlemesi mi olur?" diye basın önünde bir sual sormuştu. Açış konuşması bu sualin cevabıdır. Bir cevabı tahrik edip çığırından çıkartan Hüsamettin Özkan, onu tekrar sokağa taşıyarak 5 milyar dolar ziyana sebebiyet verense başbakandır. Ne yapsın Cumhurbaşkanı, tuz bile kokmaya yüz tuttu. Siyasetçiler bunu göremiyorsa kabahat O'nda mı? Gerçek bu iken MHP neden böylesine ısrarlı bir Ecevit dostu kesildi? Geçen gün bir MHP'li politikacı dostumuz -aynen- "bu MHP bizim MHP değil!" diye dertleniyordu. MHP'nin şu hadisede tuttuğu şu yol, iktidar olduğundan beri bir çok benzer davranışı gibi yanlış. Bundan böyle hükümet daha fazla gidemez. Gitmesi eşyanın tabiatına aykırı. Ne Ahmet Necdet Sezer kendine meydan okuyanları affedecektir, ne de diğerleri O'nu. "Nankör" sözü taşınan psikolojiyi açıklamaya yetiyor. Şekli bir barış olsa bile bu yalancı bahar olacaktır. Kavganın yarın Yüce Divana kadar gitmesi kimseyi şaşırtmasın. Devlet Denetleme Kurulu bir çalışsın bakalım neler görülecek. Kimin nereye gideceği zamanla belli olur. Onu zamana bırakalım. Türkiye, ise erken seçime gitmeli. Deniz bitti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.