​"Betül, sen giyecek bir şeyler ver kızıma"

A -
A +
"Gel bakalım Hacer, ben sana rahat bir kıyafet vereyim. Ölçülerimiz birbirine uyuyor..."
 
Hikmet Kemal Bey ağlamaklıydı. Tok sesiyle atıldı:
- Haydi bakalım, şimdi hepsini unutalım. Betül sen giyecek bir şeyler ver kızıma. Bir banyo yapsın, rahatlasın, salondaki divanda yatar bu gece. Yarın ola hayrola.
Hacer telaşla atıldı:
- Ben sizi rahatsız etmeyeyim amca. Sağ olun, var olun, karnımı doyurdunuz. Yük olmayayım. Gideyim ben...
Münevver Hanım ağlamaklı bir sesle itiraz etti:
- Nereye gideceksin kızım? Yerin mi var, yatarsın şuracıkta işte. Sıcacık ev. İliğin kemiğin ısınır. Hikmet Beyin söylediği gibi yarın olsun bakalım.
Betül ayağa kalkmıştı. Az önceki katı tutumundan eser kalmamıştı:
- Gel bakalım Hacer, ben sana rahat bir kıyafet vereyim. Ölçülerimiz birbirine uyuyor. Babamın dediği gibi bir de sıcak banyo yap.
Hacer minnetle baktı bu iyi kalpli insanlara:
- Ben size borcumu nasıl öderim bilemem ki...
Hikmet bey gülümsedi:
- Borç mu olur kızım, insanlık öldü mü? Biz doğru insanı gözünden anlarız. Sen iyi kalpli, düzgün ama şanssız bir kızsın. İnşallah bundan sonrası iyi olur yavrum. Haydi...
Hacer banyoya gidince Münevver Hanım içini çekti:
- Çok üzüldüm Hikmet Bey. Kalsın bizde bu kızcağız. Bana yardım eder ev işlerinde. Bir boğaz değil mi. Bak kızımız da doktor. Doğumunda falan yardımı olur.
Hikmet Bey başını salladı:
- Ben de öyle düşünüyorum Münevver Hanım. Göz göre göre sokağa atamam bu yavrucağı!..
             ***
Yaşar kahveden içeri girer girmez kendisini beklemekte olan Haydar’ın yanına gidip bir sandalye çekti. Sıkıntılı olduğu belliydi. Haydar alaycı bir gülümseme ile göz kırptı:
- Ne o aslanım, suratından düşen bin parça, olumsuz bir şey mi var?
Omuzlarını silkti Yaşar. Kahveci çırağının getirdiği çaydan höpürdeterek büyük bir yudum aldı. Yüzünü buruşturdu:
- Tuh, Allah kahretmesin, şeker koymamışım...
Haydar bir kahkaha attı:
- Kafan neredeyse bilelim, bir aksilik varsa onu da bilelim. Adamlardan alacağımız peşinatı yarın getiriyorum. Birkaç kuruş da olsa bizi idare eder.
Yaşar yutkundu:
- Tamam abi, her şey yolunda merak etme.
Hacer’in evden gittiğini söylememeye karar vermişti. Peşinattan alacağı birkaç kuruştan olmak istemediği için oyalama taktiğini kullanacaktı. Parayı aldıktan sonra ortadan yok olurdu. Nasıl olsa bulamazdı Haydar onu. Gece boyunca bakabileceği her yere bakmış, Hacer’i aramıştı. Eğer eline geçirseydi kadıncağız sağlam kalır mıydı bilinmez. Sabaha karşı eve dönmüş, ölü gibi yatmıştı. Gece yaptığı en son plan Haydar’a hiçbir şey söylememekti. Çayını içtikten sonra Haydar’a döndü:
- Yarın gelirim sabahtan buraya. Hesaplaşırız. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.