Karı koca sevgiyle baktılar birbirlerine

A -
A +
"Allah seni de başımızdan eksik etmesin Cahit Bey. Sen de benim mutluluğum oldun. Sağ ol..."   Cahit Bey ve Necile Hanım odalarına çekildikleri zaman henüz gece yarısı olmamıştı. Her gece olduğu gibi erken yatmaya karar vermişlerdi. Necile Hanımın durgun hâli kocasının gözünden kaçmamış olacak ki sormaktan kendini alamadı: - Necile, bir derdin mi var? - Yok Cahit Bey, Allah başka dert vermesin ama düşünüyorum. Yaşlı adam meraklanmıştı: - Hayırdır Necile? - Hakan... Evlenmek istiyor. Nasıl kalkacağız altından. Senin emekli ikramiyen var iki üç kuruş kenarımızda. O da yetecek mi? Cahit Bey dudaklarını büzerek başını salladı: - Bakacağız bir çaresine Necile... Borçlanacağız, bir şeyler yapacağız... Paramız yok diye çocuğu evlendiremeyeceksek artık... Konuşuruz kız tarafıyla, bir hâl yolunu buluruz. Biliyorum hayat pahalı, elimizdeki oğlanın düğün masrafına ancak yeter ama herkes nasıl yapıyorsa bu işi biz de öyle yaparız elbet. Hakan da yardım eder. O da çalışıyor. Ardından el birliğiyle öderiz borçları. Biraz sıkılacağız ama sonu güzel olsun. Takma kafanı bunlara. Hallolur elbet. Necile Hanım pazen geceliğinin yakasını bağladı: - Demir tüccarıymış kızın babası. Zengin ailedir onlar. İnşallah uyum sağlarız. Biz önemli değiliz, oğlumuz mutlu olsun yeter ki... Haklısın Cahit Bey, hayırlısı ne ise o olsun. Cahit Bey gülümsedi tavana bakarak: - Daha dün gibi hatırlıyorum doğduğu günü Necile. Oğlum oldu diye nasıl sevinmiştim hatırlıyor musun? Sanki bir farkmış gibi... Ardından Esra’m doğdu, onda daha bir mutlu oldum. Kızım gözümün bebeği oldu. Ama ilk çocuk erkek diye böbürlenip durmuştum. Gençlik işte. Bak şimdi evleniyor. Yarından sonra baba olacak. Bundan daha güzel mutluluk var mı? İnşallah mutlu, mesut olur. İnşallah huyu suyu sana benziyordur gelin hanımın. Bu, bir temenni tabii ki. Senin gibi kadın az bulunur dünyada... Necile Hanım utanarak gülümsedi: - O senin iyiliğin Cahit Bey. Ben ne yaptım ki... Cahit Bey kaşlarını kaldırdı. Esra’nın gözleri babasına benziyordu. Yaşlı adam da hafif çekik gözlü, geniş alınlı sevimli bir adamdı. Yaşlandıkça seyrekleşen saçları son yıllarda epey ağarmıştı. - Öyle deme Necile... Bir erkeği vezir de eden, rezil de eden hanımıdır demişler. Allah’a şükür bugüne kadar şerefimle, onurumla buralara kadar geldim. Boğazımızdan haram bir tek lokma geçmedi. Yokken bulup buluşturan sen oldun. Sesini çıkartmayıp her sıkıntıya katlanan sen oldun. Güler yüzünü hiç eksik etmedin, hep bana destek oldun, güç verdin. Evimin sıcacık bir yuva hâline gelmesinin tek nedeni sensin. Bana aslan gibi pırıl pırıl iki evlat verdin. Daha ne isteyeyim senden Necile... Necile Hanım duygulanmıştı. Yatağın kenarına oturup kocasının elini tuttu: - Allah seni de başımızdan eksik etmesin Cahit Bey. Sen de benim mutluluğum oldun. Sağ ol... Karı koca sevgiyle baktılar birbirlerine. İkisinin de gözleri dolu dolu olmuştu… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.