Gold generation

A -
A +

¥ Şenol Güneş'in, patinaj yaptığımız Andorra maçına göre kadroda yaptığı yüzde ellilik revizyon yüzde yüz doğruydu. Adı ne olursa olsun, burası bir deplasmandı ve maç boyu gezinip, ölü top bekleyen Çalhanoğlu gibiler yerine, rakibin ayağına kayarak giren Dorukhan'a ihtiyaç vardı. Kenan gibi bitmeyen enerji gerekiyordu, filan...
¥ Moldova, kendi evinde oynadığı için Andorra'ya göre arada bir hücuma çıkmaya çalışıyor, bu ender ataklar iki stoperimiz Kaan ve özellikle Merih'in küçük ama önemli dokunuşlarıyla eriyordu. Ve bu cılız hücum iştahı bizim işimize geliyor, defansın arkasına atılan toplarla ciddi fırsatlar yakalıyorduk.
¥  Gol bölgesinde çaptan düşmüş görüntüsü ile ümit değil hüzün veriyordu Cenk Tosun. Üç top ezdikten sonra kilidi açan o usta golü ile "yiğit düştüğü yerden kalktı."
¥ Çalhanoğlu'nun yokluğunda kullandığı frikiği şık bir vuruşla ağlara gönderen Deniz Türüç skoru garantileyip Çalhanoğlu'nu oyuna aldırdı.
¥ Maçın gizli kahramanı çoktu. Bence onların başında İrfan Can Kahveci geliyordu. Kenan, Umut ve Zeki'yi unutmamak gerek. Yusuf Yazıcı'nın millî takımdaki ilk golü harikaydı.
¥ Bu geniş kadroda, bu "altın nesilde" Lucescu'nun katkısı var. Çoğunu o buldu ama Şenol Güneş parlattı. Gerçekten çok geniş bir millî havuzumuz oldu, sakatları da düşününce... Bu kadronun hem yaş ortalaması hem de "homojen" yapısı gelecek için avuçlarımızı oluşturmamıza sebep oluyor, "gelsin finaller, gelsin zaferler" diyerek...

MAÇIN ADAMI: İrfan Can Kahveci

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.