ÖZEL OKULLARIN İMTİHANI

A -
A +
Özel okulların son yıllarda hızla artması velilerde büyük bir tercih yorgunluğu oluşturdu. “Hangi okula versek?” tartışmaları çocuk doğduğu gün başlıyor, anaokulu çağına gelene kadar devam ediyor.  
Bu konuyla ilgili dikkatimi çeken bir şey var!
Bir veli düşünün. Çocuğu için özel okul arayışına giriyor. Evine yakın okulları araştırıyor ve sonra sırayla okulları ziyaret edip bilgi alıyor.
Her gittiği okulda yöneticiler ve pazarlama personeli okulla ilgili bilgi veriyor. Kimi zaman gerçekçi, çoğu zaman fantastik vaatler ardı ardına sıralanıyor. Kayıt almak için olmadık sözler veriliyor.
Veli 7-8 okul gezdikten sonra nihayet bir okula karar verip kaydını yaptırıyor.
Asıl mesele de bundan sonra başlıyor. Çünkü her gittiği okulda sunulan vaatleri üst üste koyup kendisine bir beklenti paketi oluşturan veli, en son kaydını yaptırdığı okuldan ziyaret ettiği bütün okullarda sunulan imkânları bekliyor.
Çocuğunun ilgi, kabiliyet ve kapasitesinden bağımsız olarak oluşturulan bu beklenti karşılanmayınca da gerilim başlıyor.
Bilinçli tüketici olmak güzel bir şey elbette. Ama bilinçte doz aşımı yaşayan bazı veliler okuldaki idareci ve öğretmenleri resmen tüketiyor.
 
Kermes ne demek?
 
Okullarda sıkça kullandığımız kermes kelimesi, meğer Fransızca “kermesse” kelimesinden geliyormuş. Bu kelime de Hollandaca “kerk”, yani kilise ve Latince “missa” yani "pazar ayini" kelimelerinin bileşiğiymiş.
Yani bu kelime Batı dillerinde kilisede pazar ayininden sonra "hayır" için yapılan satış anlamına geliyormuş.
Hayır yapma konusunda dünyanın en köklü geleneğine sahipken, niçin Batı dillerinden dinî manalar çağrıştıran bir kelime devşirmişiz, anlamak çok güç.
Bu durumda kermes kelimesi için bir alternatif bulup yaysak iyi olur.  
Mesela “Hayır Çarşısı” benim kulağıma çok hoş geliyor.
 
Dijital Günbatımı
 
İngiliz psikolog Aric Sigman “Çocukları yatmadan iki saat önce dijital cihazlardan koparmak lazım!” diyor. Ve bunu “Dijital Günbatımı” olarak adlandırıyor.
Tabir benim çok hoşuma gitti.
Artık ben de çocuklar yatmadan iki saat önce ellerinden tüm akıllı cihazları alıp, enfes bir gün batımının keyfini yaşamak istiyorum.
 
Şaşırıyorum
 
- Cep telefonu reklamlarında, telefonun sadece kamerasından bahsedilmesine ve bu sırada ekrana gelen görüntülerin başka bir kamera ile çekilmiş olmasına…
- Diş macununun köpürmesinin aslında hiçbir fonksiyonu olmamasına ve sadece temizlik hissini artırmak için köpük yapıcı madde kullanılıyor oluşuna…
- Yokluk zamanlarında misafir utanır da yiyemez diye başlayan “Haydi buyurun, şundan da yiyin, biraz daha koyayım” ısrarlarının varlık zamanlarında artarak devam etmesine…
- Gazetelerde yayınlanan cinayet ve vahşet haberlerine, devlet tarafından hâlâ bir kısıtlama getirilmemiş olmasına…
- Ramazan ayında televizyonda gündüz verilen yemek tariflerinin, iftardan sonra beslenme uzmanları tarafından yasaklanmasına…
- İftar programında rap söyleyen şarkıcı dinî hassasiyetlerimizi ayağının altında çiğnerken, milletin hoca zannettiği zatı muhteremin kafasıyla tempo tutmasına…
Çok şaşırıyorum.
 
Z Kuşağına ramazan tavsiyeleri
 
- Tövbe ve istiğfarı sık kullanılanlara ekleyin.
- Nefsinizi engelleyin veya sessize alın.
- Yaptığınız yardım ve iyiliklerin gizlilik ayarlarını maksimuma getirin.
- Like almayı boş verip, dua almaya bakın.
- Sofranızın fotoğrafını değil, kendisini paylaşın.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.