Kökten kinciler!

A -
A +
Geçenlerde yabancı bir dizi seyrediyordum. Bir sahnede şunu fark ettim; Polis ve hırsızlar aynı karedeydi ve ben hırsızlara karşı yoğun bir sempati hissederken polisten nefret ediyordum. Niçin peki? Çünkü senarist böyle istemişti. Yazı aslında burada bitebilirdi ama köşe boş kalmasın diye devam edelim... Şu anda ülke olarak büyük bir imtihandan geçiyoruz. Her gün insanlar ölüyor. Ekonomi çatırdıyor. Ama bu yangının ortasında birileri hâlâ intikam peşinde. Bu birileri, önümüzdeki günlerde günlük ölüm sayısı bini geçse sevinecekler. Bünyeleri iyi haberi kaldıramıyor. Ülkemiz adına sevinmemiz ve gurur duymamız gereken bir şey olduğunda, suratları asılıyor. Gözleri seğiriyor. Ama ortada bir başarısızlık, ihmal falan varsa, değmeyin keyiflerine! Bakmayın üzülür gibi yaptıklarına. Onları üzecek tek şey Türkiye’nin bu dönemi başarıyla atlatması… Bu kâbustan güçlenerek çıkacağız diye ödleri kopuyor. Yok canım falan demeyin sakın! Kesin bilgi. “Biraz da bardağın dolu tarafına bakın yahu!” dendiğinde, “Hani, bardak nerede?” diye bağırıyorlar.  Nefret peşin, akıllar veresiye çalışıyor. Şimdi hiçbir şey düşünmeden kinini kus! Durumun müsait olunca düşünürsün. Acelesi yok! Veriler onların istediği gibiyse, “Hamaseti bırakın, verilerle konuşalım!” diyorlar. Ama değilse, ileri geri konuşuyorlar istedikleri gibi. Oh, ne âlâ! Nefrette bu kadar cömert ve aceleci, iyi niyette bu kadar cimri olunmaz! Sezon finalinde Türkiye’yi batırmayı hedefleyen senaristler bile, bu kadar başarı beklemiyordu bence. Kriz ve afet zamanlarında muhaliflik, yandaşlık biter, vatandaşlık başlar. Sandık başındaki kavga, enkaz başında unutulur. Enkaz altında kalan kişi, kurtarma ekibinin dünya görüşünü düşünür mü Allah aşkına! Kim olursa olsun destek verir, dua eder. Aşı çalışmasıyla ilgili müjdeli haber veren bilim insanının siyasi görüşüne bakıp, ondan sonra sevinmek veya üzülmek ciddi bir travma belirtisi değil midir? Gerçekten de sadece siyasi görüş ayrılığıyla açıklanamayacak kadar vahim bir durumdayız.   İnsaf emekliye ayrılmış. Vicdan, bırakın muhasebeyi falan daha dört işlemde takılıyor. İzan ise kapsama alanı dışında. Asla ulaşılamıyor. Bazı konularda akıl yürütebilmek için fikir gerekiyor. Ama fikir yoksulluk sınırının çok altında olunca, akıllar ancak tay tay yapıyor. Hasılıkelam, bu ülkeye "kökten kinciler" kadar hiç kimse zarar vermiyor!.. Ama bugünler geçecek elbet. Ve herkes yaptıklarıyla hatırlanacak. Her akşam ölümlerin çetelesi tutulurken, bu imtihanda nasıl başarısız olacağımıza dair bahse tutuşanlar da unutulmayacak. Siyasi görüşünüz ne olursa olsun, eğer bir an önce bu kâbustan kurtulalım, ülkemiz bu karanlıktan güçlenerek çıksın diye dua ediyorsanız, hiçbir şey yapmasanız bile cansınız. Ama hayallerinizi süsleyen şey bu sürecin iyi yönetilememesi, ölümlerin artması ve ekonominin tamamen çökmesiyse ne tarih ne coğrafya sizi affetmez. Çünkü afet zamanı siyasi fırsatçılık yapmak affedilecek bir şey değil. Hiç kusura bakmayın! Veya bakın! Fark etmez. Zaten hep kusurlara bakıyorsunuz. Benim kusuruma da bakın!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.