Çok okuyan mı bilir, çok çözen mi?

A -
A +
  Normalde sınavlar, eğitim sistemine göre şekillenir. Yani önce bir eğitim sistemi kurgularsınız. Sonra da buna uygun bir sınav sistemi geliştirirsiniz. Ama Türkiye’de bu süreç sanki biraz tersten işliyor gibi. Çünkü her ulusal sınavdan sonra, eğitim sistemimizle ilgili yapılması gerekenler listesine yeni maddeler ekleniyor. Geçen haftaki YKS’den sonra da benzer bir şey yaşadık. Şimdiye kadar bir öğrenci ne kadar fazla soru çözerse, başarılı olma ihtimali o kadar artar diye inanıyorduk. Ama gördük ki eğer öğrencinin temelde bazı eksiklikleri varsa, çözülen soru sayısı çok da işe yaramıyor.   Eskiden üç yıl boyunca dersi asan öğrenciler, son sene derslere asılıp sınavda başarılı olabiliyorlardı. Zaten kursların okullara çalım atması da bu yüzden mümkün olmuştu. Ama şimdi sorular öyle bir hâle geldi ki son düzlükte yapılan koşular çok işe yaramıyor. Yani maratonun ilk üç etabında piknik yapanlar, son sene ne kadar uğraşsa da pik yapamıyor.   Üç aşamalı başarı formülü   Bir futbolcunun başarılı olması için üç şey lazım; Oyun tekniği, kondisyon ve taktik. Çok hızlı koşan bir futbolcu topa düzgün vuramıyorsa işe yaramıyor. Futbolcu bu iki konuda çok iyiyken, teknik direktörün verdiği taktiğe uymuyorsa, sonuç yine başarısız oluyor. Akademik başarı için de benzer bir süreç var. Öğrencinin önce bütün konuları iyi bilmesi ve kondisyon için çok soru çözmesi lazım. Son olarak da geriye taktik meselesi kalıyor. Yani öğrencinin uzun paragrafları okurken nereye odaklanacağını iyi bilmesi, zamanı iyi kullanması ve stresini yönetebilmesi gerekiyor. Zaten konuları tam öğrenmeden soru bankalarına gömülen öğrenciler başarılı olamadılar. Konuları çok iyi bildiği ve çok soru çözdüğü hâlde pozisyonu göremeyip golü kaçıranların da sayısı hayli fazlaydı. Bu da okuduğunu anlama konusunda yaşanan sıkıntılardan kaynaklandı. Sosyal medyada birisi, “Matematik sorularını Fuzuli yazmış herhâlde” diye yakınmış. Biraz abartmış arkadaş ama yeni sınav sistemi işte böyle. Konulara tam hâkim olacaksınız. Okuduğunuzu anlayacaksınız. Zamanı iyi kullanacaksınız. Stres yapmayacaksınız. Ha, ben bu kadar şeyi bir arada yapamam diyorsanız, o zaman sonucu çok fazla kafaya takmayacaksınız. Dünyanın sonu değil sonuçta!   Kaldırma kuvveti   Sıralama sınavlarında soruların zor olmasının çok da önemli olmadığı düşünülür. Ama burada gözden kaçan bir şey var. Eğer soruların zorluk düzeyi iyi ayarlanmazsa, zayıf öğrenciyle orta dereceli öğrencinin bir farkı kalmaz. Bugün hep spor üzerinden gidiyoruz ama şöyle düşünün. Bir grup sporcuya 20, 40, 60, 80 ve 100 kiloluk halterleri verirseniz, müsabaka sonrasında düzgün bir sıralama yapabilirsiniz. Ama 20 kilodan sonra direkt 60 kiloluk haltere sıra gelirse, bu sefer 40 kiloluk halteri kaldırabilen sporcuların performansı boşa gider. Sosyal medyada “ÖSYM, hafif sıklet öğrencilere ağır sıklet dalmış!” diye bir yorum vardı. Bu cümle galiba anlatmaya çalıştığım olayı çok net açıklıyor.   Müfredat meselesi   YKS sonrasında yapılan yorumlar arasında en sık tekrarlanan cümle şuydu; “Sorular MEB müfredatına uyumluydu.” Hani habercilerin kullandığı meşhur bir cümle vardır. “Köpek adamı ısırırsa haber olmaz. Olayın haber değeri taşıması için, adamın köpeği ısırması lazım” derler. Ben de bu müfredat meselesinin niçin haber değeri taşıdığını anlayamadım. Bu zaten olması gereken bir şey değil mi?   LGS ile YKS farkı   LGS ve YKS arasında soruların zorluğu açısından önemli bir fark var. YKS’de soruların çok zor olması sadece sonucu etkiliyor. Ama LGS’de durum öyle değil. Soruların zorluğu öğrencilerin cesaretini kırıyor. Ve “Ne kadar çalışsam da başarılı olamıyorum” düşüncesi, lise yılları için büyük bir tehdit oluşturuyor. Daha liseye başlamadan havlu atan öğrenciler, uzun vadede büyük sıkıntılara yol açabilir. LGS sorularını hazırlayan ekibe duyurulur!   Hayati bir mesele   YKS Türkçe sınavında şiir ve özellikle divan edebiyatı ağırlıklı olarak yer aldı. Bu durumda üniversiteye hazırlanan gençlere önümüzdeki yıllarda bol bol Hayati İnanç Hocamızın videolarını seyretmelerini tavsiye edebiliriz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.