Tutarsız ebeveynlik

A -
A +

Çocuk bir gün gece bire kadar film seyrediyor. Aile bireylerinden çıt çıkmıyor. Ertesi gün saat onda baba “Bu saatte niye ayaktasın evladım? Haydi doğru yatağa!” diye çemkiriyor...

Birkaç ay boyunca evde okul ve derslere ait hiçbir şey konuşulmuyor. Ama ilk veli toplantısından sonra ders çalışmayla ilgili evde sıkıyönetim ilan ediliyor.

Baba marketten abur cubur alıp eve geliyor. Anne bunların yenmesini yasaklıyor.

Çocuğa dokuz yaşında tablet alınıyor. Birkaç ay boyunca çocuk günde beş saat tabletle oynuyor. Ama üç ayın sonunda birden ebeveynlerin aklı başına geliyor ve tablet evden gidiyor.

Yani öyle bir ev ki ne zaman ne olacağı asla tahmin edilemiyor.

İşte böyle hayatların yaşandığı evlerdeki ebeveynlere "tutarsız ebeveynler" deniyor. Ve bazen aşırı hoşgörülü, bazen inanılmaz baskıcı, bazen ilgisiz, bazen koruyucu olan ebeveynlerin çocukları da ileride dengesiz kimseler oluyor!..

 

Eşref saati uygulaması

 

Bu tür ortamlarda yetişen çocuklar neyin iyi, neyin kötü olduğuna karar vermekte zorlanırlar. Hangi davranışa ebeveynin hangi tepkiyi vereceğini kestiremezler. Ve her zaman güvensizlik hissiyle yaşarlar.

Hani mevsim geçişlerinde dışarı çıkarken ne giyeceğimizi şaşırırız ya! Tişört giysek üşüme ihtimali var. Mont alsak bütün gün elimizde taşımak zorundayız. Şemsiye de her ihtimale karşı alınsa iyi olur. Tam bir eziyet yani!

İşte bu çocukların durumu da çok farklı değil. Havanın nasıl olacağını kestiremedikleri için her türlü tedbiri alan ve yorulan yetişkinler gibi, onlar da farklı zamanlarda aldıkları farklı tepkileri düşünerek kendilerine bir strateji oluştururlar. Yani evde bir şey yapmadan önce, anne veya babasının psikolojisini kontrol edip ona göre davranırlar.

Eğer moralleri iyiyse sıkıntı yok. Ama canları sıkkınsa dikkat etmek lazım!

Bu davranış biçimi bir alışkanlık hâlini aldığında da çocuklar artık hep hesap yaparak yaşamaya başlarlar. Davranışlarını doğru veya yanlış olarak değil, doğru zamanda yapılan veya yapılmayan davranış olarak kodlarlar.

Bunun sonucunda da hareketleri tutarsız, ruh hâlleri dengesiz olur. Hayatlarına ne zaman, ne yapacağı tahmin edilemeyen bir yetişkin olarak devam ederler.  Yani "eşref saati" uygulaması, uzun vadede "karakter aşınması"na sebep olur.

Tutarsızlık, tutarlı bir yanlıştan daha tehlikeli olabilir. Şöyle ki her zaman yapılan bir yanlış, en azından herkesin gözünde yanlış olarak bilinir. Yanlış olduğu bilinen bir şey için de geç de olsa tedbir alınır.

Ama ortaya karışık bir davranış modeli, sadece çocukların kafasını karıştırır. Karar almakta zorlanırlar. Karakterleri de tıpkı anne babaların değişken ruh hâli gibi değişken olur.

Günü gününe uymayan bir çocuk eğitimiyle, uyumlu bir çocuk yetiştirmek mümkün değildir.

 

Bu devirde babana güveneceksin!

 

Tutarsız bir ebeveynlik yaklaşımı benimseyen anne babaların çocukları karar vermekte çok zorlanırlar. Çünkü herhangi bir konuda karar verirken, referans alacakları hatıraları değişkendir. Sürekli belirsiz bir ortamda yaşadıkları için kaygı düzeyleri çok yüksek olur ve güvensiz bir kişiliğe sahip olurlar.

En kötüsü de böyle ortamlarda büyüyen çocuklar, karakter özelliklerine göre ya çok isyankâr, ya da hiçbir şeyi sorgulamadan boyun eğen bireyler hâline gelebilirler. Özgürlükle tabiiyet arasındaki çizgi belirsizleşir. Bağımsızlığı yanlış anladıkları için, kuralların olduğu bir ortama girdiklerinde hep bir hazımsızlık yaşarlar. Çünkü davranış kalıpları yoktur ve duruma göre davranış ayarlamaktan yorgun düşerler. Ve bir süre sonra kendileri çok değişken oldukları için, karşılarındaki insanların da aynı durumda olduğunu düşünüp kimseye güvenmemeye başlarlar.

Güven problemi deyip geçmeyin! Yetişkinlerin yaşadıkları birçok problemin temelinde güvensizlik vardır. İnsan emniyet duygusunu kaybettiğinde, yolunu kaybetmesi an meselesidir.

“Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin” sözünü ilk kim söyledi bilemiyorum. Ama çok rahatsız edici.

Babasına bile güvenmeyen bir çocuk, ileride nasıl öz güven kazanabilir?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.