Allah Korusun!

A -
A +
Baba, 3 aylık bebeğini döven bir adam var ya hani? Biliyor musun?
- Biliyorum da senin bundan nasıl haberin oldu? Senin o tür görüntüleri seyretmemen gerekiyor.
Gezinirken gördüm işte baba. Ve aklıma bir şey takıldı. Şimdi o adam bebeği döverken videoya çekmişler ya?
- Evet?
Çekmeseler ne olacaktı? Kimsenin haberi olmayacaktı.
- Eee, sonuç?
Yani o adam cezasız kalacaktı o zaman?
- Oğlum işim gücüm var. Ne söyleyeceksen söyle artık!
Bugün öğretmene sordum bu soruyu. Şey dedi... “Her anımız zaten kayıt altında. Günah işleyen ahirette elbet cezasını çeker” falan gibi şeyler söyledi.
- Yok öyle bir şey! Her işi ahirete bıraktıkları için dünya yaşanmaz bir hâle geldi zaten.
Böyle diyeceğini bildiğim için açtım konuyu zaten baba. Öyleyse birilerinin ceza alması için illa birisinin videoya mı çekmesi gerekiyor?
- Ne alakası var şimdi?
E kamera varsa kötüler ortaya çıkıyor. Kamera yoksa herkesin yaptığı yanına kâr kalıyor. Bu çok saçma değil mi? Yani kamerasız bir ortamda bebeğini döven adamlar varsa, onlar cezasız mı kalacaklar?
- Kötülük eninde sonunda ortaya çıkar oğlum.
Yani bir insan bir kötülük yaparsa, ölmeden önce mutlaka cezasını çeker öyle mi?
- Aynen öyle.
Peki bu kuralı kim koymuş ve kim takip ediyor?
- Sen boş ver şimdi bunları. Karışık meseleler bunlar. Senin amacın iyi bir insan olup insanlığa faydalı işler yapmak. Ama bu dünyada... Çünkü ölümden sonrası sonsuz karanlık. Birileri gibi hesap gününün korkusuyla hazırlık yapacağına, bugünü düşünüp anı yaşayacaksın.
Yani benim elmadan bir farkım yok mu baba?
- Ne alaka şimdi?
Elma da insanlara faydalı oluyor, vitamin veriyor. Sonra da yok oluyor.
- Ama elma düşünemiyor. Senin aklın var. Düşüneceksin. İlla birilerinin buyruğuna girmeye, kuyruğuna takılmaya ihtiyacın yok. Neyin doğru, neyin yanlış olduğuna kendin düşünüp karar vereceksin. En kıymetlisi de bu zaten.
Baba, buyruğu kuyruğu boş ver de… Öldükten sonra hayat yoksa, iyi insan olmamın bana ne faydası var anlayamıyorum. Yani insanları öldüren katil de yok olacak, ben de…
- Oğlum, kafanı kim karıştırmış bilmiyorum ama şunu iyi bil. Bazı şeyleri günah diye yapmazsan, iradeni kullanamazsın. Tehditle veya rüşvetle olmaz bu iş.
Peki öldükten sonra yok olma fikri senin de içini sıkmıyor mu baba? Öldükten sonra yoksam, şimdi nasıl var olabilirim, ben anlamıyorum.
- Yarın senin sınavın yok mu oğlum? Ders çalışacağına varoluşu sorguluyorsun. Hem önünde uzun bir hayat var. Ölümden bahsedip durma!
Nereden belli önümde uzun bir hayat olduğu? Belki bu gece ölürüm.
- Allah korusun oğlum ya! Saçma sapan konuşma! Çok geç oldu, yat artık. Kafanı da böyle şeylerle kurcalama.
Ben biraz tablette oyun oynayacağım. Sonra yatarım.
- Olmaz! Zaten o tableti böyle kullanmaya devam edersen elinden gidecek. Ona göre.
“Sınavların iyi olursa yeni tablet alacağım” demiştin. Şimdi “Bunu da alırım” diye tehdit ediyorsun baba ya!
- Evet, çünkü haklı sebeplerim var. Sınavların iyi değil, bir... Tablete yapıştın kaldın, iki... Ben senin babanım ve iyiliğini düşünüyorum, üç...
Ben karar versem ne zaman yatacağıma? Olmaz mı?
- Olmaz. Saat on ikiye geliyor. Çantanı hazırladın mı?
Hayır, anı yaşıyorum.
- Dalga geçme benimle! Neyse, sabah hazırlarsın. Yat şimdi sen.
Baba?
- Efendim oğlum.
Işığı açık bırakır mısın? Karanlıktan korkuyorum!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.