AK Parti’nin siyasi hafızası nasıl silindi?

A -
A +
AK Parti'nin İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan büyükşehirleri neden kaybettiği tartışılıyor. Bu sorunun o kadar çok cevabı var ki hangisini saysam bilemiyorum.
Zannım odur ki üç dönem kuralı, AK Parti'nin en büyük handikaplarından biri oldu. Bu kural nedeniyle partinin olgunlaşmış hafızası tamamen silindi.
Bu kural nedeniyle partinin çekirdeğini oluşturan ağabey konumundaki herkes bir tarafa savruldu. Hepimizin on yıl önce isminden övgüyle bahsettiği pek çok bakan, milletvekili, belediye başkanı ya da il teşkilat başkanı sistem gereği kenara çekildi.
Yerine gelenler, onların tecrübelerinden faydalanmak yerine, izlerini silmeyi tercih etti.
İkinci büyük sorun ise Erdoğan'ın etrafındaki sadık insanların uzaklaştırılmasıyla başladı. Bunlardan bazıları çeşitli ayak oyunlarıyla, bazıları ise siyasi manevralarla uzaklaştırıldı.
Çok uzağa bakmaya gerek yok, şöyle yakın döneme bir bakalım.
17/25 Aralık'ın kahramanlarından ve Erdoğan'ın sadık dostlarından Efkan Âlâ yok. Bugüne kadar verilen her görevden alnının akıyla çıkan Fikri Işık yok. Gerek İstanbul İl Başkanlığı gerekse bakanlığı döneminde herkesin saygı ile izlediği Mehmet Müezzinoğlu artık yok.
Bakanlığı döneminde sağlıkta reform yaparak ismini Cumhuriyet döneminin en başarılı bakanları arasına yazdıran Recep Akdağ yok. Enerji Bakanlığı döneminde herkesin takdirle izlediği Taner Yıldız yok...
Sadece bakanlar üzerinden gitmeyelim, biraz da milletvekillerinden bahsedelim isterseniz.
15 Temmuz darbe gecesi Erdoğan'ın Atatürk Havalimanı'na indiği görüntüleri açıp izleyin. Erdoğan'ın bulunduğu kalabalığın üstünde FETÖ'cü teröristlere ait bir helikopter tur atıyor. Helikopterdeki eli silahlı teröristlerden biri namluyu doğrulttuğu kalabalığın içinde Erdoğan'ı arıyor.
O anlarda Erdoğan'a bedeniyle siper olan iki isim var. Bunlardan birisi eski İstanbul Milletvekili Metin Külünk.
Metin Külünk artık partide yok!
Tarzlarını, üsluplarını seversiniz ya da sevmezsiniz bu ayrı mesele. Ama Erdoğan'ı bugüne kadar Ekranlarda delice savunan iki isim vardı. Mehmet Metiner ve Şamil Tayyar...
Onlar da artık yok!
Bekir Bozdağ, Vecdi Gönül, Beşir Atalay, Cemil Çiçek, Mehmet Ali Şahin, Nabi Avcı, Faruk Nafiz Özak, Mehdi Eker, Eşref Fakıbaba, Veysel Eroğlu...
Her biri ayrı bir siyasi tecrübe olan bu isimlerin artık hiçbiri yok!
"Bunlar ebediyete kadar bakanlık yapsın" demiyorum elbette. Aba bunların birikiminden, devlet tecrübesinden yararlanan da yok.
Bir de siyasi manevralarla partiden uzaklaştırılan isimler var demiştik.
Yarın ne olacağı bilinmez ama görünüşe bakılırsa "Yok"lar kervanına yakında Binali Yıldırım ve Mehmet Özhaseki de katılacak...
Bunu şundan dolayı söylüyorum.
Binali Yıldırım gibi bir ismin İstanbul'u kazanmaması için birileri elinden geleni ardına koymadı. Bunlar maalesef parti içinden, teşkilat içinden bazı isimlerdi.
Binali Yıldırım'ın seçim kampanyalarında yanında kimlerin olduğuna, kimlerin olmadığına bakarsanız, ne dediğimi çok daha iyi anlarsınız.
Aynı şey Ankara için de geçerli...
Ankara'da Mehmet Özhaseki'nin altını oymak için büyük bir mücadele sergilendi. Özhaseki'yi kendisine en büyük desteği verecek olan Melih Gökçek'le karşı karşıya getirdiler. "Bunu yaparsak kazanırız, şunu yaparsak şahlanırız" diyerek, sahte anketlerle yanılttılar.
Erdoğan yeni bir görev vermezse bu ikili de artık olmayacak!
İyi niyetle, Ankara'yı AK Parti'nin kaybetmemesi için bu görüşü savunanları elbette tenzih ederim ama, seçimlere sayılı günler kala "Ankara'da Özhaseki kazanamayacak. Süleyman Soylu aday gösterilsin" diyerek hem AK Parti içinde büyük bir kırılmayı hedeflediler hem de tarihimizin en başarılı İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu'yu da harcamaya çalıştılar. 
Neyse ki bu oyunları tutmadı.
Yukarıda, "Darbe gecesi Erdoğan'a bedeniyle siper olan iki isim vardı ve bunlardan biri Metin Külünk'tü" demiştim.
İkinci isim ise Cumhurbaşkanı'nın damadı Berat Albayrak'tı. Şimdi dikkat ediyorum. Ta Marmaris'ten itibaren Erdoğan'la birlikte ölüme yürüyen, Erdoğan'ı bir an olsun yalnız bırakmayan Berat Albayrak'ı harcamaya çalışıyorlar.
Bakın size daha dün yaşanan bir olayı anlatayım.
Ekonomi Bakanı Berat Albayrak Amerika’da iş dünyasına sunum yaptı. Sunum sonrası Türk medyası, “Adını vermek istemeyen bazı Amerikalı yatırımcılar sunumun berbat olduğunu söyledi. Berat Albayrak’ı kimse ciddiye almadı” diyerek inanılmaz bir itibar suikastı gerçekleştirdi.
Bizim medya bu p...luğu yaparken Berat Albayrak, Amerikan Hazine Bakanı ile birlikte ABD Başkanı Donald Trump’la görüştü. Tarihte eşine ender rastlanan görüşmelerden biriydi bu görüşme. Trump görüşmede, Türk ekonomisine olan güvenini tekrarlarken, S-400 hava savunma bataryaları konusunda tutucu bir tavır takınmayacağını dile getirdi.
Birileri, Berat Albayrak üzerinden Türk ekonomisine saldırıyor. Ancak bunu biz kendi insanımıza anlatamıyoruz işte…
SİHA ve İHA ile sivil savunmamıza muhteşem katkılar sağlayan diğer damat Selçuk Bayraktar'a yapılan saldırılar da boşuna değil. Selçuk Bayraktar’ı birileri almaya çalışıyor. Erdoğan'ın hangi yönü güçlüyse, oradan darbe indirilmeye çalışılıyor.
Acı olan şu ki FETÖ'cüsünün, PKK'lısının, CHP'lisinin oluşturduğu algı operasyonuna AK Partililer de düşmeye başlıyor!
Harcanan bürokratları saymaya kalksam, sayıları yüz binleri bulur herhâlde. "Şu son seçimde, Ankara'da lojmanlarda oturan üst düzey bürokratların sandıklarından Mansur Yavaş ezici çoğunlukla çıktı" diyeyim, varın gerisini siz hesap edin.
Demem o ki...
Birileri sistematik bir şekilde Erdoğan'ı günbegün yalnızlığa sürüklüyor. Erdoğan'ın etrafındaki sadakat sahibi insanlar gerek siyasi manevralarla gerekse çeşitli ayak oyunlarıyla birer birer gönderiliyor. 
Algı öyle kötü bir şey ki...
Bu adamların harcanması sırasında AK Partili seçmen sistematik bir şekilde kullanılıyor. "Bak bu bakan neler yapmış. Bak şu milletvekili neler söylemiş. Bak şu belediye başkanı nasıl yakalanmış" denilerek gönderilmesi planlanan isimler gözden düşürülüyor.
İş öyle bir noktaya geliyor ki o isimlere ilk ve en büyük darbeyi AK Partili seçmen vuruyor. Oysa giden her adam Erdoğan'ı biraz daha savunmasız hâle getiriyor.
Çünkü hedefte olan, ulaşılmaya çalışılan kişi o!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.