Çift basıyoruz, mutlu oluyoruz!

A -
A +
“Her şey çok güzel olacak” sloganıyla belediye başkanlığını kazanan Ekrem İmamoğlu, daha yolun başındayken çıkmaz sokağa girdi. Malum... Daha önce İstanbul'u sel vururken arkasını dönüp tatile gittiği için kendi yandaşları tarafından bile eleştirilmiş ve karizmayı çizdirmişti. "Bari sembolik bir iki şey yap da seni savunabilelim Başkan" diyenler tatilin bitmesiyle birlikte yapılacak hizmetlere odaklandı ama nafile... Başkan gelir gelmez belediyede büyük bir işçi kıyımı yaptı. Seçim öncesi, "Sizin ekmeğinizle oymayacağım, söz veriyorum" demesine rağmen 3 bin kişiyi kapının önüne koydu. Sorduklarında, "Onlar seçim öncesi işe alınan yandaşlardı" diye savunma yaptı. Oysa her yıl ilkbahar aylarında belediyenin sosyal tesislerinin açıldığını ve buraya geçici personel alındığını herkes çok iyi biliyor. Enteresan olan şu ki... İşten çıkarıldığı için eylem yapanları makamında kabul etti ve "Siz bize CV'nizi bırakın. Biz sizi gerekirse işe alırız" dedi. Yani işten çıkardıklarının liyakat sahibi olup olmadığına bakmadığını bizzat itiraf etti.  Geçelim bunu... Adaylığı döneminde, "Benim dönemimde ulaşım 7 gün 24 saat olacak" demişti. Göreve geldikten sonra "Cuma ve cumartesi günleri ulaşım 24 saat olacak" diye ağız değiştirdi ve ekledi: "Yalnız bu saatler içinde seyahat eden vatandaşlarımız çift basım yapacak." Çift basım dediği, ulaşıma yüzde yüz zam demek! Taksi ve dolmuş ücretlerine fahiş zamlar yaptı. "Biz bunları hem vatandaşlarımızın hem de esnafımızın mutluluğu için yapıyoruz" dedi. Yetmedi, bizi mutlu eden bir şey daha yaptı, okul servis ücretlerini de arttırdı. Gazeteciler, “İlkokul öğrencilerine ücretsiz servis vaadi ne oldu?” diye sordu. Sözcüsü, "İmamoğlu’nun böyle bir vaadi yok” dedi. Gazeteciler o vaadin yer aldığı videoyu gösterdi, “Bu, Ekrem Bey’in vaadi değil. Yerel seçim kampanya sorumlusu böyle bir video yapmış. Bizim haberimiz yok" dedi.  Sayın Başkan, çocukları dört yaşına gelene kadar bütün kadınlara çocuklarıyla birlikte ücretsiz ulaşım vaadinde bulunmuştu. Hatta öğrenci olmayan ya da çalışmayan 18-25 arası gençlere de yüzde 40 indirimli ulaşım vaadinde bulunmuştu. Sanırım eli kulağındadır. Yakın zamanda onları da "Çift basım" sistemiyle mutlu edecek! "Yuva kuran gençlere bir katkı da biz sunacağız. İhtiyaç sahibi çiftlere 2 bin TL düğün hediyesi, beyaz eşya desteği vereceğiz ve düğünlerini sosyal tesislerimizde yapacağız" demişti. Yakında, "Ben öyle bir şey demedim" diyerek ondan da sıyrılacak.  "Geliri olmayan ailelere süt, su ve ekmek bedava" demişti. Az sabredin, bu ürünlere zam yapılması da yakındır.  Bakın şuraya yazıyorum, siz de not edin! İSPARK'ta işten çıkarılmalar başladı. Yakında cadde ve sokakları HDP'nin PKK sevici elemanlarına terk edecekler. Hatta eleman sevkiyatı başladı bile. Yapmak zorundalar çünkü HDP'ye verdikleri sözü tutmaktan başka şansları yok.  Ta en başından itibaren söyleyip duruyorum. Benim Ekrem İmamoğlu'nun şahsına, kişiliğine ve karakterine bir sözüm yok. Gördüğüm kadarıyla çok iyi bir insan ve yine gördüğüm kadarıyla harika bir aile babası... Ancak İstanbul'u hakkıyla yönetecek kabiliyeti yok.  Hatırlatayım. Ecevit de çok iyi bir insandı ama ülkeyi uçuruma yuvarlayanlardan biri oldu. Ülke yönetmek ya da İstanbul gibi devasa bir şehri yönetmek için iyi olmanın yanı sıra bilgi ve beceri de gerekir.   Kabul edin ya da etmeyin, İstanbul yatırıma, yatırımlara doymuş bir şehir. İmamoğlu'nun bu şehirde altına imzasını atacağı devasa bir proje duymayacaksınız. Hatta yukarıda saydığım sembolik vaatlerini yerine getiremediğini de göreceksiniz.  Seçim dönemlerinde konuşmak, bol keseden atmak kolaydır. Bunu herkes yapabilir. Ama gerçek sınav mücadele anında başlar. İmamoğlu'nun sınav anında verdiği mücadeleyi hepimiz ibretle izliyoruz işte. "Dur yahu, adam daha yolun başındayken bu hükme varmak haksızlık" diyenleriniz olabilir. Ama şahit olun, bir yıl sonra ya da iki yıl sonra bir şeyin değişmediğine birlikte tanıklık edeceğiz. Ha unutmadan! Bazı arkadaşlarımız, "Sen Ekrem İmamoğlu'nun yaptığı zamlardan ziyade hükûmetin yaptığı zamları yaz" diye uyarıyor.  Yazayım kardeşim.  Ekrem İmamoğlu'nun geleceğin Cumhurbaşkanı olacağını söylüyorsunuz ya hani. İstanbul'da üç ayda hiçbir icraat yapmadığı hâlde bu kadar zam yapan birinin hasbelkader Türkiye'yi yönettiğinde ne yapacağını varın siz düşünün olur mu? Son söz! "İmamoğlu yaptıklarından ve yapmadıklarından ötürü karizmayı çizdiriyor" demiştik yazının başında.  Ancak dikkat ediyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekrem İmamoğlu'nu muhatap aldığı an, İstanbul'un belediye başkanına yeniden itibar kazandırıyor.  Cumhurbaşkanı konuştuğunda, "Herhâlde İmamoğlu'nu da kayyum yöntemiyle görevden alacaklar" diye algı yürütülüyor ve bu da Ekrem İmamoğlu'na yeni bir mağduriyet kazandırıyor.  Sahada bunun yansımalarını çok net görüyoruz. İmamoğlu'na yönelik eleştirilerin sadece medyaya bırakılması sanırım en doğru yöntem olur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.