Hodri meydan, önden buyurun!

A -
A +
Ahmet Davutoğlu ve ekibinin gerçek yüzünü anlattığım CNN Türk'teki programın videosu bir haftadır sosyal medyada elden ele dolaşıyor.
"Süleyman Özışık'tan ortalığı karıştıracak iddialar. İşte Davutoğlu'nun ihanetleri" notuyla paylaşılan video sonunda ulusal medyaya da düştü.
İyi de birader ben bu açıklamaları yeni yapmıyorum ki...
Üç yıl önce Habertürk'te bu konuyu daha geniş şekilde anlattım. İki yıl önce aynı kanalda bir kere daha anlattım. Youtube üzerinden yayın yapan bireysel kanalımda anlattım, Hadi Özışık ile yaptığımız Youtube canlı yayınlarında anlattım.
Yetmedi, kendi köşe yazılarımda anlattım.
Nereden bakarsanız bakın, en az on kere anlatmışımdır bu hadiseyi...
Düne kadar Ahmet Davutoğlu ve ekibi AK Parti'den ayrılmadığı için bu işin üstünü örten isimler daha yeni uyandı.
Sabah gazetesi ve yazarları ve tabii televizyonları konuyu daha yeni yeni ele almaya başladı. Hâlbuki ben onlara yapılmak istenen bir itibar suikastından bahsediyordum ama Hilal Kaplan ve Melih Altınok hariç kimse bu işin üstünde durmuyordu. 
Aslında bu durum AK Parti'nin ve AK Parti'yi savunan medyanın içinde bulunduğu durumu da gözler önüne serme açısından iyi bir örnek teşkil ediyor. Partisi ve medyası, kendisine içeriden yapılan operasyonları da operasyonu çekenleri de ancak 3 yıl sonra fark edebiliyormuş.
Bunu bir kez daha gördük!
Dün baktım, bazı gazeteciler üç yıl sonra, "Bize de bu tekliflerle gelindi" demeye başladı. "Sana bu teklifle gelindiyse niye zamanında anlatmadın, niye sustun kardeşim?" diye kimse sormuyor. 
Neyse...
Son videonun ortalığı karıştırmasının ardından Ahmet Davutoğlu cephesinden şahsıma yönelik saldırılar da uç vermeye başladı. 
Kıçı kırık bazı internet sitelerine, "Süleyman Özışık yeni Talat Atilla mı?" diye haber yaptırmalar, "İftira atıyorsun" demeler falan...
Bekliyordum bu tür saldırıları.
Hatta çok daha fazlasını bekliyorum.
FETÖvari saldırılar yapacak, bel altı iftiralara başvuracaklar, bunu biliyorum. Ama ben buradayım ve kimseden yardım istemeden bu saldırıları göğüslemeye kararlıyım. Saldırılardan, iftiralardan korkacak olsam, herkesin bilip de konuşmadığı bir meseleyi 3 yıl önce dile getirmezdim.
Son videonun yayılmasının ardından Davutoğlu cenahından gelen tek gayri resmî ve gayrı ciddi açıklama oldu.
Sosyal medya üzerinden paylaşım yapan bir arkadaşım, "Süleyman Özışık'ın üç yıl önce dile getirdiği iddialar tüm taraflarca yalanlandı" demiş ve sonra şu eklemeyi yapmış:
"Süleyman Özışık bu görüşmeyi kiminle yaptığını açıklamalı."
İlahi...
Tüm taraflar benim söylediklerimi doğrulayacak mıydı yani? Bunu kimse beklemiyordu herhâlde değil mi?
Hem bu görüşme tüm taraflarca yalanlanmış ise benim isim açıklamama ne gerek var ki? Onlar kendilerinden bahsettiğimi bilmiş ve açıklama yapmışsa benim isim açıklamama ne hacet?
Bak sevgili kardeşim.
Ben bu açıklamaları üç yıl önce yaptığımda, senin bahsettiğin kişiler sosyal medya üzerinden açıklama yaptı, "Süleyman Özışık hakkında gerekli yasal işlemleri başlatıyoruz, kendisinden davacı olacağız" dedi.
Üç yıl geçti üzerinden, üç yıl!
Bugün hâlâ aynı şeyi söylüyorum.
Ben bu işleri sosyal medya denen çukurda tartışacak duruma getirmemeye kararlıyım. Eğer söylediklerimin iftira olduğunu iddia ediyorsanız, gider hakkımda suç duyurusunda bulunursunuz, mesele yargıya taşınır.
Mahkeme o döneme ait HTS kayıtlarına ve benim sunacağım diğer delillere bakar, kim Erdoğan'a kumpas kurmuş ya da kim Davutoğlu ve ekibine iftira atmış ortaya çıkar.
Bu kadar basit bu iş!
Ha şunu da söyleyeyim.
"Süleyman Özışık konuşmaz ise biz de bahse konu zaman ve mekânlarda kendisiyle yaptığımız görüşmelerin detaylarını şahitler de göstererek açıklamak zorunda kalacağız" diyorsanız...
Hayhay, başım gözüm üstüne!..
Bunu yapacaksanız, yapın ama "Bak konuşurum ha" diyerek bana tehdit savurmayın. 
Başlayın anlatmaya!
Siz, oradan buradan toplayacağınız şahitlerle gelin, ben de elimdeki bilgi ve belgelerle…
Önden buyurun!
Hodri meydan!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.