Nasılmış Yılmaz Özdil?

A -
A +
 
Atatürk tüccarlığı ile nam salan Yılmaz Özdil'in Bodrum Bitez sahilindeki villası sanırım daha çok konuşulacak.
İlk günlerde sessizliğe bürünen Özdil dün bir açıklama yaptı. Daha doğrusu Uğur Dündar abisine açıklama yapacakmış gibi yaptı, uzun uzun konuştu ama hiçbir şey anlatmadı.
Bu tür kişileri az çok tanırım.
Suçüstü bir durum olduklarında söyleyecekleri şeyler aşağı yukarı hep aynıdır. Yılmaz Özdil de bire bir aynısını yaptı.
Hemen Atatürk'ün paçalarına yapıştı, "Ben Atatürk kitabı yazdım diye hedefteyim" dedi. "Biz Ata'yı kütüphanelere sokmaya çalışınca başımıza bunlar geldi" diye de ekledi.
Geride kalan bazı detayları da mizah yaparak bertaraf etmeye çalıştı. Tam da beklediğim gibi konuştu, konuştu ama hiçbir şey anlatmadan bastı gitti.
Ha ama hakkını yemeyelim.
Yılmaz Özdil programın bir yerinde çok önemli bir meseleye dikkat çekti. "Benim evimin fotoğrafının çekilmesi suçtur, bu suçu da işlediler" dedi.
Çok doğru, kesinlikle bunun suç olduğunu kabul ediyorum.
Kimse, kimsenin özel hayat alanının ve hele hele mahremi niteliğindeki evinin görüntüsünü alamaz.
Bu suçtur!
Ama işte kurban olduğum Allah insanı bazen öyle bir sınava çeker ki neye uğradığını şaşırırsın! 
Bunu şundan ötürü söylüyorum.
Sen gazeteci olacaksın. Gözlerinin önünde Cumhuriyet gazetesi isimli paçavra Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un eviyle ilgili haber yapacak.
Yetmeyecek o evin krokilerini yayınlayacak.
O da yetmeyecek...
Canan Kaftancıoğlu isimli röntgenci kadın Üsküdar'daki elemanına "Git, Fahrettin Altun'un evini dikizle, fotoğraflarını çek ve bana getir" diyecek. O fotoğraflar belli başlı yerlere servis edilecek.
Senin gazeteden de bu alçaklığa bu ahlaksızlığa, bu iftiraya ortak olurcasına yayınlar yaparak Fahrettin Altun'u terör örgütlerinin hedefi hâline getirecek.
Bütün bunlar olurken sen dilsiz şeytan gibi oturacaksın. "Yahu kardeşim bir dakika ya! Evinin fotoğrafını çektiğiniz kişi bu ülkede Cumhurbaşkanlığı'nın bütün sırlarına vâkıf olan önemli biri. Terör örgütlerinin hedefinde olan biri. Bunun evini böyle röntgenleyemez, dikizleyemezsiniz. Bu alçaklıktır, bu namussuzluktur" demeyeceksin.
Ama aynı işin binde biri senin başına gelince "Benim yarısı kaçak villamın fotosunu çektiler. Bu suçtur" diyeceksin. 
E, tabii...
Siz her daim bu toplumun elitleri oldunuz ya.
Sizin yaptığınız aykırılıklar asla suçtan sayılmaz. Ama biri aynı şeyi size yapınca suç olur di mi?
Yukarıda da dediğim gibi...
Fahrettin Altun devlet idaresindeki bir adam. Bütün terör örgütlerinin hedefindeki en önemli adamlardan biri...
Buna rağmen evini, izinsiz bir şekilde, görüntüleyerek çoluk çocuğunu riske attınız. Terör örgütlerine "Aha burada oturuyor" diyerek âdeta konumunu bildirdiniz.
Hani aynı şey sizin için geçerli diyeceğim ama değil.
AK Parti gitsin diye bütün örgütlerle, bütün illegal yapılarla öyle içli dışlı oldunuz ki sizi tehdit eden bir terörist bile kalmadı ortalıkta...
Altun ve ailesi yapılan haksızlıkla ilgili medyaya tek kelime etmezken, siz onun kadar ve onun ailesi kadar ahlaklı davranamadınız. İlk işiniz medyaya koşup iktidara yakın isimleri suçlamak oldu.
Sizi toplumun gözünde hiç yapan da bu yönünüz zaten!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.