Kaç kişi kaldık?

A -
A +
Muhammed Ali denilince hemen hepimizin aklına dünyaca ünlü boksör merhum Muhammed Ali Clay gelir. Oysa İslam dünyasının gururu olan bir başka Muhammed Ali daha vardır. Muhammed Ali Raşvan 1956 Kahire doğumlu bir judocudur. Dünyayı ayağa kaldıran sarsıcı bir hikâyesi vardır. 1984 yılında ülkesi Mısır'ı Amerika'nın Los Angeles Olimpiyatlarında judoda temsil etmek için mindere çıkar Muhammed Ali Raşvan. Sırasıyla bütün rakiplerini tek tek yenerek finale yükselir. Final müsabakasında minderde rakibi Japon Yasuhiro Yamashita ile karşılaşacaktır. Yamashita, müsabakalar sırasında sağ ayağının kasları yırtıldığı için final karşılaşmasına yaralı olarak çıkmak zorunda kalır. Adı anons edildiğinde sağ bacağını âdeta bir ceset gibi sürükleyerek mindere gelir. Salonda mücadeleyi izlemeye hazırlanan binlerce seyirci Raşvan için kolay bir final olacağını düşünüyordu. Müsabaka sırasında Muhammed Ali’nin antrenörü kenardan sürekli bağırıyordu: “Sağ bacağına oyna!..Sağ bacağına vur!” Muhammed’in rakibinin sağ ayağına bir defa vurması yetecekti. Fakat bir türlü o hamleyi yapmıyordu. Bu kez seyirciler "Sağ bacağı yaralı" diye tempo tutarak uyardı kendisini. Raşvan yine sağ bacağa hamle yapmıyordu. Müsabakanın sonlarına doğru Japon judocu ani bir hamle yaparak Raşvan'ı yere serdi ve final maçını kazandı. Maçı rahat kazanacağı düşünülen Raşvan ise gümüş madalya ile yetindi... Müsabakadan sonra etrafını saran bütün gazetecilerin sorusu aynıydı: “Neden yapmadın?Niye sağ ayağına vurup indirmedin?" Verilen cevap bütün dünya medyasına haber konusu oldu. Raşvan “Benim dinim insana zarar vermemeyi, yaralıya vurmamayı ve bir kişinin zaaflarından yararlanmamayı emreder. Eğer sağ bacağına vursaydım, ömür boyu engelli kalabilirdi. Bir madalya için bunu ona yapamazdım!” Bir altın madalya kaçıran Muhammed Ali Raşvan’ın sözleri ayakta alkışlandı. Uluslararası Fairplay Komitesi onu “1984 Fairplay Ödülü"ne layık gördü. Dünyanın pek çok ülkesinden ödüller aldı. Daha sonra gittiği Japonya’da da bir kral gibi karşılandı. Japonya ile Mısır arasında dostluk köprüsü oldu. En kayda değer şeyi sona bıraktım. O yıl binlerce insan, "Muhammed Ali Raşvan'ın bahsini ettiği din nasıl bir şeydir acaba diyerek" İslam'ı inceleme gereği duydu. 50 kişi, Muhammed'in sözlerinden etkilenerek Müslüman olduğunu duyurdu. Bunlardan birisi de Japon Riko Hanım'dı. Riko Hanım Muhammed'e âşık oldu ve onunla evlendi... Dikkat ederseniz Muhammed Ali Raşvan hiç kimseye "Dindar ol, Müslüman ol, doğru ol, dürüst ol" şeklinde telkinlerde bulunmuyor. Davasını, inancını uzun uzun anlatma gereği de duymuyor. Sadece dininin ve davasının kendisine emrettiği ilahi hükmü söylüyor. Ve bir anda bütün dünyanın ilgi odağı oluveriyor. Bir hareketiyle 50 insanın kalbine İslam'ın nurunun dolmasına sebep oluyor... Bazı AK Partili genç kardeşlerim savunduğu davanın daha başarılı, çok başarılı, en başarılı olabilmesi için ne yapılması gerektiğini soruyor. Raşvan'ın sözlerini tekrar okumak yeterli aslında. “Benim dinim insana zarar vermemeyi, yaralıya vurmamayı ve bir kişinin zaaflarından yararlanmamayı emreder. Eğer sağ bacağına vursaydım, ömür boyu engelli kalabilirdi. Bir madalya için bunu ona yapamazdım!” Sahi… Bu hareketi yapacak kaç kişi kaldık?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.