VAR niye var?..

Şimdi yakaladınız ya bir türlü erişemediğiniz üst dalda duran meyvenin sallanan hâlini…
Ağzınızın suyu aka aka, salyalar saça saça saldırın bakalım...
Vurun Fatih Terim'e...
Sezon başından beri, hatta iki sezondur nice yanlışlardan uğradığı zararlara rağmen ağzını açıp iki kelam etmeyen adam, sonunda biraz verdi veriştirdi ya...
Vurun bakalım...
Fikret Orman vurdu, sustunuz...
Ali Koç, Semih Özsoy vurdu sustunuz...
Fatih fiske attı ya hemen takın maskelerinizi, kuşanın silahlarınızı ve vurun…
Yahu...
Ligin ilk maçında Fenerbahçe ile Bursaspor oynadığında Bursa marka bir golü incelemeye almıştı VAR sistemi...
Sonra bir de baktılar ki atağın çok başlangıcında ofsayt varmış ve yardımcı ne o anda, ne de gol olduğunda bayrak kaldırmamış.
Ama VAR fark etti ki ve hakeme dedi ki; 'anaaaa görmemişiz tee en başında ofsayt varmış' ve anında gol iptal!
Samet Aybaba Hoca zaten o yüzden demedi mi ki; 'Bu nasıl iş, ellere VAR da bize YOK mu?'
Golle biten her pozisyonu en ufak bir şüphede incelemeye alan VAR, golle biten pozisyonda 'taç kararın yanlış' diyemedi…
Çünkü eyyam maçı dengeye getirmeyi emrediyordu… Sonra da 'niye Belhanda yerde kalmışmış, kalkıp koşsaymış…'
Bakmaya bile tenezzül etmedi Aydınus, Skertel-Serdar Aziz buluşmasındaki penaltı ihtimaline. Çünkü o dakikada ve o skorda bir penaltı lüzumsuzdu ona göre…
Sen gidip Kadıköy'de bir Fenerbahçeli futbolcuya tokadı bas, bakalım sistem nasıl yıkılıp da baştan kuruluyor...
Şimdi esen rüzgâr şöyle:
'Fatih Terim hatalı... Hoca’ya hiç yakışmadı... Belhanda hatalı... Hasan Şaş linç edilmeli!..'
Bu mantık 'tükürüğü sıvı yapan' mantıktır ve hep süregelmektedir... Bu mantık rakip sahada ev sahibinin oyuncusunu kovalayan bir kalecidir ve devam etmektedir...
Bu mantık kafa yarıp dikişleri yalan diye yorumlayandır ve hiç değişmemiştir...
Kendi küfürlerini hoş bir melodi kabul edenlerin mantığıdır bu ve hiç bitmeyecektir…
Şimdi Jailson'un attığı tokadı, 'canım, yanağından makas aldıya' çevirirlerse hiç şaşırmayacağım…
Durup dinlenmeden UEFA'ya 'ceza ricacısı' olanlardır onlar. Çünkü seni geçemedikleri için senin durmanı, yok edilmeni bekler dururlar yıllardır...  Eğer Fatih Terim maç sonunda Fırat Aydınus'a neler söylediyse; benim bir tek diyeceğim var artık:
"Ağzına sağlık Hoca’m..."
"Devam" Hoca’m...
Çünkü…
İbn-i Haldun'un şu sözünü odanın duvarına yapıştırmanı da öneririm:
"FAZLA TEVAZUUN SONU, VASAT İNSANLARDAN NASİHAT DİNLEMEKTİR..."

Şımarıklık!
Derbinin final periyodunun tek kelimeyle karşılığı taraftarın ve oyuncuların 'şımarıklığı' diye adlandırılır.
Buna rağmen kanallardaki Galatasaray'ın açığını aramak ve Terim üzerinden vurmak eğilimi olanların toplandığı programlar oldukça bu da bir nefrete dönüşecektir.
Galatasaray yönünden yorum getirenler son derece 'mülayim' yazarlardır.
Levent Tüzemen, Evren Turan, Tugay Kerimoğlu; saldırgan ve agresif tamamen kendine yontucular tarafından 'tırsık' yorumlara mahkûm edilmişlerdir.
O sebeple saldırı ve yorumları algıya dönüştürenlerin, gözümüzün önünde yalan ve yanlı yorumlarına mahkûm edilmiştir medya önünde koca Galatasaray...
Şımarıklığın bedelini öderken iletişim kanallarını ve topluma hitabet bilincini geliştirmesi zamanı çoktan gelmiş ve hatta geçmektedir… Çünkü sırtına vurup ağzındaki lokmayı aldıkları dönemlerden biri daha sahneye konulmaktadır…

POST-IT
Kendisine yeterli olan bir beraberliği aldığında sevinen Galatasaraylı oyuncular için bir kaleci zamanında ne demişti…
"Allah kimseyi beraberliğe sevinecek duruma düşürmesin..."
Dua etsin ki cuma gecesi sahada değildi...
Sevinçten taklalar atabilirdi...
Eeee...
Büyük lokma ye, büyük konuşma...

S-ÖZ:
"Yüksek tepelerde hem yılana, hem kuşa rastlanır; birisi sürünerek, öteki uçarak ulaşabilmiştir zirveye..."     Cenap Şahabettin