‘En az zayiat...’

A -
A +

Bu üç kelimeyle ilk yarının kalan bölümü için yol haritasını çizmişti komutan…                
İkinci yarıda oynanan oyun ise cepheden mahrum komutanın çizdiği şekilde oynandı adeta küllerinden doğdu Galatasaray...
Sakat, cezalı ve dahi sıkıntılı bir kadronun içinden yine bir 11 oluşturabilmişti Galatasaray ve maç başlarken tribünlerdeki genel söyleşi ‘Acaba bu maçta da bir şeyler uydurup yeni cezalar verilir mi?’ şeklindeydi...
Ligin dibiyle meşgul olanın da yukarıya ilgi duyanın da kazanmaktan başka düşüncesinin olmadığı başlama vuruşuyla birlikte hissedildi.
Koca bir ilk yarıyı çok daha doğru ve iyi oynayan Rizespor’du ama içeri yenik girmek durumunda kaldı.
Şunu da söyleyeyim unutmadan…
Rodrigues’in golünde bütün hakem camiası çok çabaladı bir şeyler bulup da gol kararı vermesinler diye ama bulamadılar!
İkinci yarıya Linnes ve Mariano’yu birlikte oynatarak hem ortada bir fazla olmak hem de Rizespor’un sağ kanadını biraz hırpalamak üzerine bir proje sundu Galatasaray...
İkinci yarıda coşkusu tavan yapan ve kanat takıp uçarak oynayan Galatasaray, hem daha çok koştu, hem daha çok ciğerden oynadı.
Karşılığını da tabela verdi...
Ancak bu sadece 20 dakika sürdü…
Gol yememesi kaçınılmaz olan ev sahibi takım skoru yine tehlikeye atmayı bir şekilde becerdiği gibi ikinciyi de kabullendi.
Son dilimde Rizespor puanı kopartacak, hatta maçı bile alacak kadar iyi ve etkili oynadı, en büyük avantajları da doğru ve saçma tercihleri bir arada yapan Rodrigues oldu. Rakibi de yaktı arkadaşlarını da...
Ali Palabıyık da son dakikada VAR işbirliği ile yapacağını yaptı ve sistem Galatasaray’ın tepesine resmen binmiş oldu...

MAÇIN ADAMI: Okan Buruk

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.