Tomurcuk derdinde olmayana odun denir…

A -
A +

Henüz dedikodu ve tahminlerden gerçek imzalara tam olarak geçemedik. Elini çabuk tutanlarla, parasını hesap edenlerin yarışı olacak gibi ikinci yarıda. Bol keseden harcamanın da pek gerçekleşemeyeceği apaçık ortadadır…

Devre arası sirkülasyonu en abartılı biçimde sürüyor. Gitmesi beklenenlerin yerine hiç beklenmeyen isimler gidiyor…
Birçok takım belli ki önceliği “maddi” problemlerden kurtulabilmek için “girdi” elde etmeye vermiş…
Ancak yarış amansız…
Giren paranın ne kadarını çıkartacakları henüz meçhul…
Seçim belli…
Ya iddiandan vazgeçeceksin ve artık “tomurcuk” yetiştirme derdine düşeceksin, ya da yıllardır olduğu gibi gözünü karartıp “odun” kalmayı tercih edeceksin!
Ve de bir bakacaksın ki çıtır çıtır yanmaktasın bir şöminenin sıcaklığında…
> Nokta atış nedir?
En baştan söyleyeyim, bir ligin tam orta yerinde 5-6 atış yaparsınız ve en fazla iki oyuncu açığınızı kapatacak kadar faydalı olur.
Burak bir nokta atıştır Beşiktaş için...
Ancak sorun Tolga Zengin’de olduğu gibi bünyenin onu reddedip etmeyeceği sorusunda gizlidir ve uzun bir süre atacağı iki golün üstüne, kaçıracağı bir gol ya da düşeceği bir ofsayt göz önüne alınacaktır...
Sadık, Fenerbahçe savunmasının temaslı oyun ve hamleci savunma konusundaki en büyük eksiğini giderecektir.
Bir nokta atıştır…
An itibarıyla Trabzonspor ve Galatasaray dedikodular ile tahminler arasında pusuya yatmış gibi…
Gidenlerin nokta atışı olup olmadığını ise gelenlerin vereceği randıman belirleyecektir.
En nokta atışı Abdullah Avcı ve Mustafa Denizli’nin yaptığını, üstelik zaman kazanıp ikinci yarıya avantaj kazanarak gireceklerini hissediyorum…

POST-IT
Sadık ile Serdar Aziz

Benim futbol algımda ikisi de her takıma şart ama asla yan yana olmamak kaydıyla…
Savunmanın göbeğinin ne kadar sakarlaşacağını hissedebiliyorum birlikte oynadıklarında.
Durduramayacakları oyuncu ülkemizde yoktur ama topu her an rakibe atıp, VAR tehlikesini de hissettirecek bir ikili olurlar...
Robinho dünya futbolundan dışlanma sebebi olan alışkanlıklarına İstanbul’da döner mi, ya da orta alanda bir patronluk yarışı başlar mı bilemem; ama çok problem çözecektir…

NOT
Bazı teknik adamlar, kendileri futbol hayatlarında her türlü sıkıntıyı yaşamış oldukları için sıkıntısız oyuncular yerine, problemli oyuncuları alıp onlardan randıman almayı tercih ederler...
Zamanın Hagi’si gibi...
Şimdilerin Sergen Yalçın’a kendini emanet eden Ozan Tufan’ı gibi...
Bayılırlar sorunlu adamlardan veya olmadık isimsiz adamlardan kahramanlar üretmeye…

S-ÖZ:
“Sanatçının kafası kepengi hiç inmeyen dükkâna benzer. Emekliliği defin ruhsatıdır...”
 Veee...
“Bir büyük harfi ne kadar küçük yazarsan yaz, o yine bir büyük harftir!..”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.