Bir bayramın ardından...

A -
A +

Bugün Antalya'dan Teknik Öğretmen Dursun Limoncu'nun Kurban bayramı münasebetiyle yaşadığı duygularını paylaşıyoruz... "Mübarek Kurban bayramınızı kutlar tüm İslam alemine hayırlara vesile olmasını Mevladan niyaz ederim. Yazılarınızda çileli Anadolu insanını anlattığınız için sizlere teşekkür ediyoruz. Önümüzde yüce dinimizin iki bayramından biri olan Kurban bayramı var. Bayram mutluluk, hoşgörü, barış demektir. Bayramda büyüklerin elleri öpülür, onların hayır duaları alınır. Küçüklere hediyeler verilir onlar sevindirilir. Fakir fukaranın, yetimlerin kimsesizlerin yardımına koşulur, hayır duaları alınır. Bayramlar vesilesiyle herkesin yüzünde bir mutluluk bir tebessüm olur. Öyle değil mi? Ama buradan tüm yetkililere sesleniyorum. Şu anda ekonomik krizden dolayı yukarıda saydığımız niteliklere uygun ağzımızın tadıyla bir bayram yapmamız mümkün değildir. Ben halkın içinden bir kişiyim. Bu bayramda insanların çoğu kurban kesemeyecek. Kurbanlık alacak paraları yok. Geçen sene kurban kesebilecek durumda olan nice insan bugün yardıma muhtaç hale geldi. Esnafımız günlerdir satış yapamadan, esnaf tabiriyle siftah etmeden kepenk kapatıyor. Nice esnaf var ki evlerine ekmek alıp götürmekten aciz durumda. Esnaf böyle de köylü çok mu iyi? Ulu Önder Atatürk'ün "Köylü milletin efendisidir" dediği köylümüz perişanlık içerisinde. Ürünleri para etmiyor. Ellerinin nasırıyla kalakalmış durumdalar. Kredi borcundan dolayı inim inim inleyen, köylerini satışa çıkartan o çaresiz insanların gözyaşlarını görmüşsünüzdür televizyon ekranlarında. Bu insanlardan bir kısmı bayramı cezaevinde geçirecek. Kendilerini kandırarak boş evraklara imza attırıp sonra onlar adına kredi kullanıp Antalya sahillerinde keyif süren sahtekârlar yüzünden... Çocuklar bayramda babasına istekte bulunacak: -Baba bana ayakkabı al. Baba gömlek al, baba elbise al... Babalar çocuklarına ne cevap verecek? Bir babanın, çocuğunun isteğini yerine getirememesi onun için çok büyük acıdır. Bunu ancak yaşayan bilir. İhtiyacını yerine getiremeyip, çocuğunu arkadaşları arasında boynu bükük bıraktığı için tenha köşelerde gizli gizli gözyaşı döken çaresiz babaların şahidi olduğumdan yazıyorum. Bu bayramda sevinç değil gözyaşı akacak. Bu bayramda milyonlarca kişi üzülecek. Bu milleti bu hale düşürenler, bu gözü yaşlı milletin vebalini nasıl üstlenecekler? Suçsuz yavrularımızın günahını kimler çekecek?" Dursun limoncu, daha sonra duygularını şiire yansıtmak istemiş: "Bu bayram gözümüz yaşlı geçecek. Gözden mutluluk değil, yaş gelecek, Çocukların gözü yaşla dolacak, Çileli kederli bayram gelecek. ..... Günahsız yavrular acı görecek. Ana bağrında acı görecek. Diyecek bayram sabahı gelmese, Günahsız yavrumuz acı görmese..." Gerçekten ülke olarak çok sıkıntı içersindeyiz. Yazılanlar kadar, yazılmamış nice duygular var. Dileriz bu kriz ülkemizin yaşadığı son kriz olur. Dileriz insanımız en kısa zamanda yaşam kalitesi olarak yükselir. Bunun uzun vadede yolu sivil toplum kuruluşlarımızın çoğalması. Duygu ve düşüncelerin fert olarak değil toplum olarak ortaya konulabilmesi gerek. Allah hepimizin yardımcısı olsun...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.