İster okuyun ister okumayın

A -
A +

"Oğlum" diyordu babası, "Eline bir kitap al da oku ne olur!" Elinde taso olduğu halde, oyun arkadaşlarına kavuşmak için pabuçlarının bağcıklarını bile bağlamadan sokağa fırlayan çocuk, babasının bu sözlerini duymamıştı bile. Ardından misafirine döndü baba: -Bu çocuklar hep böyle. Bir türlü kitap okutamıyorum. -"Ya ya", dedi misafir. "Bizimkiler de böyle. Hiç kitap okumuyorlar." Sonra sanki kendileri hep kitap okuyorlarmış gibi kitap muhabbetine döktüler işi... Bilginin, kabiliyetin, gelecekte büyük adam olmanın "kitap okumak"tan geçtiğinden dem vurdular bilgisiz bilgisiz... Kitabı bilgi aracı, bir ansiklopedi olarak değerlendiren iki tipik beyindi bu. Bilmiyorlardı kitabın bir eğlence aracı olduğunu. Bilmiyorlardı kitap okumanın ekmek yemek, su içmek gibi zorunlu olmadığını. Bilmiyorlardı kitap okuma alışkanlığı olmayan bir ailede, bir okulda, bir toplumda kitap okumaya yönlendirilen çocuğun tabii ki kitap okumayacağını... *** Sorduğunuzda "Bizim zamanımızda böyle kitaplar yoktu ki... Ah olsa okumaz mıydık?" deyiverirlerdi oysa. E şimdi var işte. Kitap illa ki çocukken mi okunur? Ya da okumak illa ki öğrencilikle mi eşdeştir. Ama aslında onların da hoşuna gitmez kitap okumak. Ne okumaktan haz ederler ne dinlemekten. Nalına mıhına rastgele sohbet varken kitap da hiç çekilmez doğrusu. İyi de okuyanlar nasıl okuyor o koca koca kitapları? Cevabı çok basit Kitap okumak gerçekte bir çeşit eğlencedir. Ama biraz alışkanlık gerektirir. Daha sonra tiryakilik kazandırır. Dolayısıyla okuma alışkanlığı, ailede başlar. Kendisi koltukta kahvesini yudumlayarak televizyonun karşısında film izlerken "kitap oku oğlum" diyen aile büyüğünün çocuğuna etkisi olmaz. Hiçbir zaman elinde bir dergi, bir kitap varken görünmeyen bir öğretmenin "Kitap okuyun" sözü öğrencilerine tesir etmez. *** Öyleyse yandık mı diyeceğiz? Yoo telaşa lüzum yok beyler. Kitap okumayan nice iş adamı var. Nice esnaf, nice sanatkar var. Hatta üniversiteyi bitirdikten sonra eline hiç kitap almayan bürokratlar var. Yani? Okuma ve yazma konusunda otorite olmuş bir ustanın deyimiyle, "illa ki kitap okumak gerekir" diye bir şey yoktur. Kitap okumak istemeyen insanı ayıplamak ya da yermek yersizdir. Kitap bir bilgi aracı değildir. Kitap bir eğlence aracıdır. Nasıl ki diğer eğlencelerde olduğu gibi, örneğin piknik yaparken karnınızı da doyuruyor, gezerken temiz hava alıyorsanız, kitap okuma eğlencesinde de bilgiye sahip oluyorsunuz. Size bu yazıyı okuyun diye bir zorlama yapıldı mı? Hayır. Ama bakın siz bu yazıyı okudunuz. Kendinize göre birşeyler de öğrendiniz. Öğrendiklerinizi kabul edip etmemek yine sizin iradenize bağlı. Netice olarak diyorum ki, "kitap okumak eşittir adam olmak" demek değildir. İlla ki kitap okumak lazım diye bir şey de yoktur. Kitap bir eğlence aracıdır. Dileyen eğlenir dileyen teğet geçer. Hepinize iyi eğlenceler...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.