“Ben hazırım, kirve...”

A -
A +
“Evde paslanmayı sevmeyen Hüseyin durur mu? Hanıma azığımı hazırlamasını söyledim.”
 
İnsan hep başından geçen acı hatıraları mı anlatmalı? Hiç mi hatırladıkça gülümsediği anılar olmamalı? Bu defa sizinle gülümseten bir hatıramı paylaşacağım.
Tarsus’tan Ankara’ya giden kara yolu üzerinde tahminen 40. km’de koca bir dağa rastlanır. Bu dağın eteklerinde yol kenarında bol sulu bir işletmeye rastlarız. Burada fırını, kasabı ve de lokantası olan bir işletme vardır. Buranın sahibi adı ile meşhur Koca Hasan'dı. Hasan Ağa'nın çocuklarından Kerim Ağa samimi, sevecen bir kişi idi.
Tahsil yapmamıştı. Lokantanın kirası ve kiracıları ile ilgilenirdi. Ava ve balıkçılığa çok meraklıydı. Altında 4x4 bir arabası ve arabada da tüfeği, oltası, her zaman hazır vaziyette dururdu.
Kendisi ile öteden beri tanışırdık, ancak oğluma kirve olunca ve de bendeniz de aynı av ve balıkçılık sevdalısı olunca, bu samimiyet zirveye ulaştı.
Lokantanın altında bir arsası vardı. Oraya bir ev yaptırmış ve de önündeki arsayı da hurma bahçesi yapmıştı. Güzeloluk’tan kendisi sorumlu sayılırdı... Güzeloluk dedim de aklıma geldi. Suyun çıktığı dağın adı "Mezaroluk"tan kinaye lokantaya da "Güzeloluk" demişler. Bence hiç de iyi etmemişler. Atalarımıza biraz hürmet etsek iyi olur.
Kerim Ağa hiç boş durmaz evindeki küçük atölyesinde baston yapar, tüfek tamir ederdi. Bir gün evin önünden korna sesi geldi. Çıkıp baktım, Kerim Ağa.
Selam verdi, buyur ettim:
“Haydi, hazırlan balığa gidiyoruz” dedi. Ardından ekledi:
“Yalnız gece kalacağız ona göre hazırlık yap!”
Evde paslanmayı sevmeyen Hüseyin durur mu? Hanıma azığımı hazırlamasını söyledim. Ben de oltaları ve de gece kullandığım karpit lambamı, uyku tulumumu hazırladım.
“Ben hazırım, kirve” dedim.
“Buradan Atagün’ü de alıp Pozantı’ya gideceğiz. Balığın olduğu yere bizi götürecek olan kişiyi de oradan alacağız” dedi.
Önceden haber verdiği Atagün amcamın oğluydu. Öğretmendi. Bizi kahvede bekliyordu. Onu da oradan aldıktan sonra Pozantı’ya, oradan da o arkadaşı alarak Çamardı tarafına yollandık. Çamardı’na varmadan sağa sapıp yola devam ettik.
Pozantı’dan aldığımız arkadaş daha evvel gittiği için balık yerine bizi o götürüyordu. Akşam olmadan av yerine vardık. Ufak bir dereydi. Kendisi motosikletle gelip buradan tuttuğu balıkları satarmış. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.