“Suçum ne memur bey?”

A -
A +
“Arkamdan yetişen polis otosu önüme geçerken polis memuru da eliyle benim durmamı işaret etti...”
 
 
Almanya’nın Hamburg şehrinde Devlet Demiryollarında işçi olarak çalıştığım yıllardı. Dokuz sene işçi olarak çalıştıktan sonra bizi yirmi arkadaşla birlikte dizel lokomotif kursuna aldılar. Kursta başarılı olanları Hannover yakınlarında, Braunschweig denilen şehirde görevlendireceklerdi. Burada işler vardiya usulü oluyordu.
Bir gece vardiyası sonunda yakınıma bıraktığım çoluk çocuğumu almak üzere arabamla hareket ettim.
İlk geldiğim kavşaktan sağa dönerek 1 km ileriden soldaki caddeye girdim.
Ama o da ne? Arkamdan bir polis otosu sirenlerini yakarak bana doğru geliyor ve benim sağa yanaşmamı işaret ediyordu.
Hayırdır inşallah diyerek yavaşladım.  Arkamdan yetişen polis otosu önüme geçerken polis memuru da eliyle benim durmamı işaret etti.
Durdum mecburen… Yanıma gelen polis memuru ehliyet ruhsat sordu.
Bir kimliğe baktı, bir bana baktı… Onun bakışlarından işkillenmedim desem yalan olur. Ama benim polisle ne işim olabilirdi ki? Sen öyle düşün…
-Beyefendi bizimle karakola kadar geleceksiniz!
Orada “Niye ya? Benim ne suçum var!” filan dinlemiyorlardı… Eğer karakola çağrıldı iseniz gideceksiniz… O yıllarda cep telefonum da yok ki evdekilere haber vereyim… Gecenin bir yarısı…
Ne yapalım başa gelen çekilir, “bunda da vardır bir hayır” diyerek arabamı polis kontrolünde uygun bir yere park ettim. Sonra polis aracına binerek karakola doğru yola çıktık.
Araçta yapılan telsiz konuşmalarından tamamını çok net anlamasam da “aynı araç, aynı plakalı araç” diye konuşulduğunu anladım. Benim aracımı ne için arayabilirdi ki polis? Benim ne suçum olabilirdi ki?
Polislere dilimin döndüğünce hâlimi anlattıysam da bana hiç yüz vermediler. Gayet ciddi bir şekilde: "Bu araba Almanya'nın kuzeyinde, Schleswig-Holstein eyâletinin merkezi olan Kiel’den çalınmıştır. Bizimle geleceksin” dediler.
Karakola vardığımızda bir zanlı olarak ifadem alındı. Benim hiçbir şeyden haberim olmadığını vardiyam bittiği için evime gitmek istediğimi söyledim. Ama benimle ilgili doldurulan evraklarda bütün bilgiler bana uyuyordu. Yani yanlış bir bilgi de yoktu. Hepsi benim suçlu olduğumu gösteriyordu.
Üzerimi aramak için duvara yasladılar. Ceplerimde ne varsa hepsini alıp masaya bıraktılar. Defterimde kayıtlı olan bütün bilgilere bakıldı. Daha sonra beni ileriye götürüp bir kapıdan içeriye attılar. Üzerime de demir kapıyı kilitlediler. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.