"Komutanım yardım edeyim..."

A -
A +
 “O zamanlar şimdiki gibi cep telefonları yoktu. Mektup haberleşmenin yegâne aracı idi...”
 
 
Sizlerle, askerlik yıllarımda yaşadığım avcılık ve balıkçılık ile ilgili anılarımı paylaşıyordum... Evet, o yıllarda Bursa kaplıcalarında tedavi olmak için gelen Libya Kralı Muhammed İdris es-Senûsî’yi karşılamak için Bandırma'ya geldiğimizde yüzbaşımla birlikte o gece balık merakı almıştı bizi. “Hay hay yüzbaşım gidip kiralayalım” dedim. Gittik. Birisi ile anlaştık. Bize gösterilen yerlerimize yattık. Benim heyecanım kadar herhâlde yüzbaşımda da heyecan eksik değildi. Sabahleyin benden erken uyanıp kayıkçıyı bulmuş. Ne yazık ki ağımıza bir tek balık dahi düşmemiş. “Ne yapalım heyecanı bize yeter” dedim, güldü. Çok kardeşçe bir görev yaptık... Beraber pinpon oynamak, beraber ava gitmek komuta-emir zincirinde bir örnekti diyebilirim... Ben Amasya’ya tayin olduktan sonra yarbaylığa kadar yükselen Murat K. yüzbaşım istifa ederek İzmir’de bir kereste mağazası açmış. Ne yazık genç yaşında kalbine yenilip vefat etmiş. Allah’ın rahmeti üzerine olsun.
Söz döndü dolaştı bizi nereye götürdü? Tekrar hatırama döneyim…
Karadenizli askerim İsmet’i bu komutanımdan izin alarak yaya gidilebilen derelere gittik. Hakikaten çok güzel serpme kullanıyordu İsmet. Bir müddet sonra izin isteyip karaltı tarafa gitti. Ben tabii tuvalet ihtiyacına gitti zannettim. Bir müddet sonra yine izin istedi. Bu sefer sebebini sordum. Ezile-büzüle: “Komutanım sigara içtim” dedi. Kendisine izin verdiğimi, yanımda da sigara içebileceğini söyledim. Fakat bir türlü içmedi... Bir iki tavalık balık tuttuk. Ondan sonra bana serpme öğretme işine geldik. Gerçekten de pek uzun sürmedi, gayet güzel öğrendim... O terhis olmadan adresini aldım. Genellikle ikili iletişim içinde olduğum erlerimle sivil hayatta da irtibat kurmuştum. 
O süreç çok geçmeden ben de Amasya’ya atandım. Kendi adresimi de ona vermiştim. Ben vedalaşırken hüngür, hüngür ağlıyordu. Tabii benim de gözlerimde yaş vardı...
O zamanlar cep telefonları yoktu. Mektup haberleşmenin yegâne aracı idi. Sonradan cep telefonları çıkınca birbirimize ulaşmak çok daha kolaylaştı. Cepteki resimlerine bakıyorum… İsmet de aksakal, torunları etrafında, mesut bir ailenin reisi olmuş. Beni davet ediyor daima ama imkân bulamıyorum. E yaş oldu doksan üç… Dile kolay… Bana kayık hazırlamış, balığa gitmek için. Çok özledim, inşallah nasip olur. Onlara da okuyucularımıza da mesut yıllar diliyorum...
              Hüseyin Hilmi Levent-Tarsus
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.