Bayrak nerede dalgalanıyorsa...

A -
A +
Eşime “Şemdinli'ye benimle gelir misin, yoksa İstanbul'da mı kalırsın?” diye sordum...
 
1975 yılının nisan ayıydı. Eşimin stajı bitmiş, kura çekimini bekliyorduk. Birlikte konuşarak Ankara'ya kura çekimine gitmemeye karar verdik. Şansımıza neresi çıkarsa oraya gidecektik. Daha sonra gelen telgraftan eşimin tayininin Hakkâri Merkeze çıktığını öğrendik... Şüphesiz ki tayinin Hakkâri’ye çıkması bizi endişelendirmiş, biraz da üzmüştü. Telgraf geldikten sonra hazırlığımızı yapıp on beş gün sonra Hakkâri’ye gitmeye karar verdik...
Eşim Hakkâri’ye gitmek için toparlanırken, benim Maden'deki kaymakamlık görevim devam ediyordu. O arada, bir gün Ergani ilçesine gittim. Ergani'de Kaymakam yoktu. Tayini çıkmış, yerine atama yapılmamıştı. Jandarma Üsteğmeni Kaymakam vekâletine bakıyordu. Kaymakamlığa gittiğimde Üsteğmen ile tanıştık ve bir vesile ile eşimin tayininin Hakkâri’ye çıktığını, yakında Hakkâri’ye gideceğimizi söyledim. Üsteğmen "Herhalde üzülmüşsünüzdür" dedi. "Tabi üzüldük" dedim. O da "Bakın Kaymakam Bey, ben Şemdinli'den buraya geldim. Benim eşim de Üsküdar doğumlu, yani İstanbullu. İstanbul'un dışına, ilk defa tayinim nedeniyle benimle çıktı. Hikâyesini size anlatayım:
-Tayinim çıkmadan kısa bir süre önce evlenmiştik. Ben eşime “Şemdinli'ye benimle gelir misin, yoksa İstanbul'da mı kalırsın?” diye sordum. O da “Sen nereye gidersen seninle giderim. İyi günde kötü günde, her zaman ve her yerde hep seninle olacağım” dedi. Sonra eşyamızı aldık Şemdinli'ye gittik. Kalacağımız lojman şehrin biraz dışındaydı. Fakat lojmanlarla şehrin arasında doğru düzgün bir yol yoktu. Askerler eşyalarımızı taşırken, hanım ile ben askerî lojmanlara doğru yürümeye başladık. Eşimin ayağında çok yüksek topuklu bir ayakkabı vardı. O topuklu ayakkabı ile toprak olan o yoldan yürümesi mümkün değildi. Yürüyemeyince “nereden buralara geldim?” diye ağlamaya başladı. Hatta bir ara da “böyle dağ bayır dolaşacak, böyle ıssız yerlere gidecek, rüyamda bile görmediğim yerlere tayin olacak bir adamı niye aldım?” dedi.
Ben de askerlerin yanında daha fazla tatsızlık olmasın diye hızlı adımlarla ileri gittim. Onun söylediklerini askerlerin duymasını istemiyordum. Çünkü askerler benimle yürüyorlar.
Bir ara arkama dönüp baktığımda, ayakkabılarını çıkarıp eline aldığını, çoraplarıyla yürürken gözyaşlarını sildiğini gördüm. O zaman içim burkuldu. Daha sonra gittik, yerleştik... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.