Sabah ola hayrola…

A -
A +
“Ekmeğinizi yedim, çok güzel dostlar edindim. Allah razı olsun. Asla unutamam Hatay’ı...”
 
 
Erzincan’a ve oradan da ilçe merkezine vardım... Çayırlı adı gibi düz bir arazi üzerine kurulmuş küçük bir ilçe. Kavak ve söğüt ağaçlarının süslediği kısacık bir caddesi olan, insanın içine huzur veren bir şehir…
İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü binasından içeriye girdikten sonra görevliye durumumu anlattım. Görevli personel ikinci katta İlçe Millî Eğitim Müdürü Halis Bey’in yanına gitmemi söyledi. Heyecanlı ve titrek adımlarla Halis Bey'in odasına çıktım.
-Buyurun Beyefendi hoş geldiniz.
-Sayın Müdürüm ben ilçeniz Akyurt köyüne asker öğretmen olarak atanan Yakup Aydın.
-Hoş geldiniz sayın hocam sefalar getirdiniz. Nerelisiniz?
-Hataylıyım sayın müdürüm, deyince müdür bey bir anda ayağa kalktı.
-Gel yanıma canım benim! Gel sarılayım sana.
Bende bir şaşkınlık ki sormayın gitsin.
-Canım hocam ben sizin memlekette altı yıl görev yaptım. Ekmeğinizi yedim, çok güzel dostlar edindim. Allah hepinizden razı olsun. Asla unutamam Hatay’ı.
-Çok sevindim hocam.
-Saygıdeğer hocam ben sana bir iyilik yapacağım, eğer kabul edersen.
-Başım üstüne hocam ne demek.
-Seni Akyurt Köyü’ne değil de Balıklı Köyü’ne görevlendireceğim ne dersin?
-Siz nasıl takdir ederseniz hocam…
Millî Eğitim Müdürümüz Halis Bey bana Balıklı Köyü’nün kozmopolit yapısını, coğrafi yapısını ve sosyokültürel özelliklerini ayrıntısıyla anlattı. İlçe merkezine 3 km uzaklıkta balığıyla meşhur, farklı ırklardan oluşan ama bir o kadar da hoşgörülü bir köy Balıklı.
Millî Eğitim Müdürlüğünde gerekli işlemleri yaptıktan sonra ver elini Balıklı... Yol boyunca sıralanan uzun kavak ağaçları bir başka huzur veriyor insanın yüreğine. Beş on dakika sonra okula yetiştim. Okul Müdürü Arif Bey ile tanışma faslından sonra, bana ertesi gün göreve başlayabileceğimi ve 4. sınıfların öğretmeni olacağımı söyledi.
Akşam öğretmenevinde, heyecanla yarını bekliyorum. Yeni bir okul, yeni öğrenciler acaba nasıllar? Sabah ola hayrola…
Sabah erkenden kalkıp hazırlığımı yapıp, yola çıktım. Okul köyün girişinde, geniş bir alanda, söğüt ve kavak ağaçlarıyla süslü, tek katlı iki ayrı binaydı. Beni gören öğrenciler kendi aralarında konuşuyorlar:

- Yeni gelen öğretmen herhâlde… DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.