“Benim cesedimi kokutma!”

A -
A +
 “Ben bu barakada ölürsem uzun süre kimsenin haberi olmayabilir. Ama sen fark edersin!..”   Verilen adres bir ev değil, bir apartman bahçesine yapılmış kulübe gibi bir yerdi. Birden duraksadım. Çünkü taksitle satış yapacaktım ve diğer ayların taksit ödemeleri için şirketime karşı sorumlu idim. Ama içimden bir ses “devam et” dedi. Ve boyasız ahşap kapıyı tıklattım. İbrahim Amca'nın “geldim” diyen sesinden bir müddet sonra kapı açıldı. Beni içeri davet etti. İçerisi dışından da sadeydi. Hazırdaki çayından içerken siparişini verdiği cihazı teslim edip kullanımını basitçe anlattım. Ve yanımda getirdiğim o günkü Türkiye gazetesini teslim ettim. Yanında Anadolu Evliyaları serisinden bir de kitap hediye ettim. Kitaba baktı ve “bu ne kitabı?” dedi. Ben de “Evliyaların hayatlarını ve menkıbelerini anlatan kitaplar” dedim. "Benim okumam yok, senin hatırına gazete abonesi oldum. Bunları şöyle yüksekçe bir yere koyayım isteyene veririm" deyip duvarda asılı küçük ekranlı televizyonun üzerine bıraktı. O şekilde İbrahim Amca ile aboneliği de başlatmış olduk... Her ayın 5’inde emekli maaşını çektiği günün ertesinde ödemesini yaparak hem ilk siparişinin ödemelerini bitirdiği gibi gazete aylık ödemesine de devam etti. İlerleyen zamanlarda yine İhlas ürünlerinden birçok ürün aldı. Hatta çevresindekilere bile satış yapmama yardımcı oldu. Bazı sabahlar gazetesini kapısına sıkıştırırken beni fark eder çay içmeye davet ederdi. Bu çay muhabbetlerinde bütün hayat hikâyesini de anlatmaya başladı... İbrahim Amca yalnız yaşıyordu. Yıllar önce dört oğlu evlenip gitmiş. Hanımı da vefat edince evi barkı satıp Isparta’dan Antalya’ya taşınmış. Geçici işlerde çalışırken Antalya’nın sıcağına dayanamayıp geri dönmüş. "Vantilatör yüzüne karşı çalışırken sırtından ter akar" derdi. Antalya’nın o kadar sıcak olması pek inandırıcı gelmezdi bana fakat şimdi ben de Antalya’da çalışıyorum ve bire bir anlattıklarını yaşıyorum... Yine bir gün bana şöyle dedi: "Ben bu barakada ölürsem uzun süre kimsenin haberi olmayabilir. Ama sen fark edersin. Cesedimin kokarak komşuları rahatsız etmesini istemiyorum. Benim cesedimi kokutma sakın!.." Tabii ben ilk başta biraz şaşırdım bu isteğine. "Allah uzun ömürler versin. Sen hiç merak etme İbrahim Amca tabii ki ilgilenirim, ama senin hiçbir rahatsızlığın yok ki" dedim ve konuyu değiştirdim. Ama bu konuşmamızdan sonra her kapısına gazete bırakışımda biraz daha dikkatli davranmaya başladım. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.