Hanım, sırtında taşıdı beni...

A -
A +
Önümüze ne gelirse kırıp düzleyip yaylada yakmak için eşeğe koymaya hazırlanıyorduk...   Öyledir evet… 1979 senesi temmuz ortalarıydı. Evliliğimizin üzerinden henüz bir yıl geçmişti. Kaynatam Hasan Ünser (Taklit) “yarın yaylaya arpa yola gidiyoruz” demişti, ben de yaylaları çok sevdiğimden hararetle yarını beklemeye başladım. Sabah erkenden namazla beraber mal melal yola çıktık... Hanımla ben en arkadan kaynana ve kaynata en önden Altıntaş ile Tolbunar arasındaki Kabalak mevkiinde bulunan tarlalarımızın başına doğru yol alıyoruz... Yolların sağı solu kuruca odunlarla doluydu. Önümüze ne gelirse kırıp düzleyip yaylada yakmak için eşeğe koymaya hazırlanıyorduk. Hanım bir taraftan ben bir taraftan; “aha bu da güzelmiş, işte şu da iyiymiş” deyip yaylada sabahın ayazında soğuğa derman olacak odunları denklemeye başladık... Hanım önden, "gel get gayrı yeter ellelem" dedi. Ben de elimdeki son odunu ikiye bölüp denge koymak için ayağımın altına aldım ve sağ ayağımı bütün gücümle ortasına vurdum. Vurmamla beraber ayağımın ayasına bir galkamak (kıymık) battı ve feryat figan bağırmaya başladım. Herkes toplandı başıma. Kara lastiğimi çıkardılar, odunun minik yarması lastiği ve çorabı delerek etime girmişti. Ben ağlayıp sızlarken kaynanam bir hileyle benim dikkatimi dağıttıktan sonra batan kıymığı ayağımdan hızla çekti. Rahatlayıvermişim ama yine de topallaya topallaya yaylaya kadar vardık. Son koyağa girmeden ağrılarım tekrar arttı. Artık ayağım zonk zonk sızlıyor, sancılar yürümeme imkân vermiyordu. Hanım önüme çömelerek, “bin sırtıma” dedi. Biz hanımların haklarını nasıl öderiz!.. Kadıncağız oradan Kelif’e kadar sırtında beni taşıdı. O gece orada yattık, sabah kalktık ama hiç rahat değildim, ayağım artan bir şekilde zonkluyordu. Kaynanam; “A tapıda gelesi aklım, her zaman eksik etmediğin zifti ne deyi getirmedin ki” diye söylendi. Çünkü ona göre bu kıymık yarasını kapatacak tek ilaç ziftti. Burada bir zift bulup eritip yamamanın tek yolu ise Türbeye (Balkusan) kadar gitmekti. Dedim ki: “Haydi, hanım biz Düriye Teyze’nin yanını bulalım.”

Yanımıza eşeğimizi de alarak ben eşek sırtına binerek hanım yanımda yaya yürüyerek dört saatte Türbe’ye geldik. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.