Çocuk kalbi kırılgandır

A -
A +
 “Ne zaman çocuğuna aksi davranan bir veli görsem aklıma Akın gelir… Zorla güzellik olmaz...”
 
O yıllarda ben de çocuktum. Ortaokula gidiyordum. Akın adında bir arkadaşım vardı. Derslerine pek çalışmazdı. Evlerine ders çalışmak için gittiğimde de kendisini genelde bir köşede ağlar hâlde görürdüm.
Babası onu derslerini aksatıyor diye sürekli azarlar, hatta kulağını filan çekermiş. O da babasından korktuğu için dersler sebebiyle babası ona kızdığı için derslerden nefret eder olmuş. Bir gün Akın ile konuştum. Enteresan bir eğitim mantığı vardı.
Bizler okula sınıf geçmek için gidiyorduk. Sınıftan geçer not aldık mı evdekiler bize “akıllı” diyordu...
Okulun birinci döneminin bitmesine az bir zaman kalmıştı. Akın’ın dersleri iyi değildi. Üç tane zayıfı vardı. Babası ise “zayıf getirirsen seni evden kovarım” demiş. Ben Akın’ı sıkıştırıyordum. Akın bir türlü dinlemiyor, “üstüme gelme Murat. Senden de nefret ederim. Beni okumaktan nefret ettiren ailemdir. Onun için okumaktan bıktım” diyordu.
Karneleri aldık. Benim zayıfım yoktu. Hatta teşekkür almıştım. Doğrusunu söylemem gerekirse kopya çektiğim de oluyordu. Akın’ın yanına gittim:
-Akın kaç tane zayıfın var?
-Üç
-İyi… Bir şey olmaz üç taneyle… Baban da bir şey demez herhâlde.
-Hıh… Sadece evden kovar.
-Yok canım nasıl kovar, o seni korkutmuştur.
Hâline acıyordum, çünkü Akın bir şeyi severek yapsa onu başarırdı. Kendisinin sanatçı yönü de vardı. Resim yapmakta çok başarılıydı. İyi de güreşirdi. Ama okumaktan nefret etmişti…
Kendisine bir gün durumu açtım:
-Akın okumayı niçin sevmiyorsun?
-Çünkü ben öğrenmek için okumak istiyorum. Onlar ise sınıf geçmem için beni zorluyor. Böyle okumak olmaz. Her sınıfı geçen başarılı bir öğrenci mi?
-Yok, ben öyle bir şey demedim ki.
Akın eve gittiğinde babası kendisini dövmüş… Öyle korkutmuş ki Akın’ın psikolojisi bozulmuş. Evde kendi kendine bağırıp çağırmaya başlamış. Birkaç gün sonra hastaneye götürmüşler. Doktorlar aileyi şiddetten menetmiş.  Ama Akın’ın düzelmesi için hayli bir tedaviye gerek olduğunu da belirtmişler. Akın son gördüğümde çok perişandı… Gözleri boş boş bakıyordu… Hayatın hiçbir anlamı kalmamıştı… Babası bin pişmandı… Yavrum kendine gelsin de isterse hiç okumasın diyordu… Ama zavallı Akın babasının cahilliği sebebiyle önce okumaktan nefret etmiş sonra da aklını zayi etmişti… Ne zaman çocuğuna aksi davranan bir veli görsem aklıma Akın gelir… Zorla güzellik olmaz… Çocuk kalbi de çok kırılgandır…
            Murat Yağız-Elazığ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.