“Defol! Gözüm seni görmesin!”

A -
A +
Komiser de biliyordu beni... Kendisi görevli olarak orada çalışıyor gözüküyormuş...
 
Sonu belli olmayan bu işlerden sıkılmaya başlamıştım... Ben tedirgin oldukça bana tahmin etmediğim paralar veriyorlardı. Artık parasal hiçbir sıkıntım yoktu... Nice zaman sonra fırsat bulup evimize geldim. Kapıyı annem açtı. Çok kırgındı… Elini öpmeye çalıştığımda elini vermediği gibi eğildiğim suratıma gerçekten çok şiddetli bir tokat aşk etti… Dondum kaldım… Göz göze geldiğimde eliyle kapıyı gösterdi ve “Defol!” dedi…
Anneciğim haklıydı ama ben de iflah olmaz bir yola girmiştim… Ne yapabilirdim? Çok kurtulmak istiyordum ama çırpındıkça derine çekiyordu beni…
Annemin tokat atmasına hiç karşılık vermedim. O arada çaktırmadan eve bir miktar para bırakıp gittim...
Günler geçtikçe ben batağa gömülüyordum. Orada çalışan bir kişi bir gün beni kenara çekip konuştu. Sivil polismiş. Aramızda anlaştık. Şirketi suçüstü yapmaya karar vermiştik. Kendisi görevli olarak orada çalışıyor gözüküyormuş. Bunu anlayınca çok rahatladım...
Günlerden bir gün herkes bir telaş içindeydi. Şirket yetkilileri yurt dışına kaçmak için çalışıyorlardı. Havaalanları ve yurt dışına çıkışlar polis yetkililerince tutulmuştu. Bütün şirket elemanları tutuklanmıştı. Elbette ki ben de tutuklananlar arasındaydım...
Biz mahkemeye çıkana kadar Ankara Mamak Cezaevine gönderildik. Burada günler geçmek bilmiyordu. Mahkeme günümüz geldiğinde hâkimin karşısına dikildim. Bütün bildiklerimi ve bu işe nasıl girdiğimi bugün itirafçı dedikleri tarzda tek tek anlattım. Duruşma tam 8 saat sürmüştü. Duruşmada savcı itirafçı olduğum ve kullanıldığım üzerine hapiste yattığım günleri de suçuma sayıp benim tahliyemi istedi. Hâkim de kararı vererek tahliyemi sağladı. "Bundan sonra bir daha böyle illegal işlerde görmeyeyim seni" dedi. "Çalış, helalinden kazan" diye de sıkı sıkıya tembihte bulundu.
Orada hâkime söz verdim. Ama asıl kendi kendime söz vermiştim. Annem ve kız kardeşim tahliye haberine çok sevindiler. Beni “defol!” diye kovan annem boynuma sarılıp hıçkırarak ağladı… “Kurtuldun çok şükür oğlum!” diyordu…
Kendime söz vermiştim ama okulum yarım kalmıştı… Bir daha da geri dönüp okuma şansım kalmamıştı…
Ama yine de çok şükür diyorum… O günden sonra kendi çapımda küçük bir esnaf olarak helalinden kazanarak hayatımı sürdürdüm… Kendi kendime primlerimi yatırıp emekli bile oldum… Çoluk çocuğa kavuştum… Ama hepsi helalinden oldu…
         H.Ç.-Ankara
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.