Allahtan ümit kesilmez

A -
A +
“Biz yediğimiz ve içtiğimiz şeylerin ne olduğunu tadından ve kokusundan anlıyoruz...”
 
Babası da Körler Okulunun müdürüydü... Merhametli ve herkesin yardımına koşan iyi kalpli müdürün küçük kızı da aynı okulda öğrenciydi. Komşumuz ve arkadaşımız olan kızıyla görme üzerine merakımızı giderecek konuşmalar yapıyorduk.
-Her şeyi elle tanıyıp kulaklarınla mı yorumluyorsun?
-Renk deyince neyi hatırlıyorsun?
-Bilmem... Sizin söylediğiniz gibi kabul ediyorum ama ben renkleri bilmiyorum. Gözüme hafif bir ışık geliyor. O da gündüz dediğimiz zaman diliminde. Başka da bir şey görmüyorum. Biz yediğimiz ve içtiğimiz şeylerin ne olduğunu tadından ve kokusundan anlıyoruz. Ama nasıl bir şey olduklarını bilmiyoruz, derdi...
Körler Okulunun müdürü iken emekli olan babası, kızının o okuldan diploma almasını çok arzu ediyordu. Kızı da, belki içindeki eziklikten kurtulmak için diğer arkadaşları gibi hiç sınıfta kalmayıp, okulunu bitirmişti...
Aradan yıllar geçti, ben evlendim. İstanbul’a gelin geldim... Bu arkadaşımla birlikte birçok hatıralarım memleketimde kaldı...
Altı sene sonrasıydı... Eski komşularımızı ziyaret esnasında, gördüğüm bir manzara ile şaşırdım kaldım... Üç dört yaşlarında, mini mini bir bebeğin elinden tutup gezdiren anne, benim çocukluk arkadaşım ve gözleri görmeyen Birgül değil mi? Bir an o olup olmadığında tereddüt ettim... O da beni tanımıyordu. Çünkü yanından ayrıldığımda beni görmemişti ki... Belki sesimden anlayabilirdi beni... “Birgül” diye seslendiğimde, benden yana baktı... Yemyeşil gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Birgül’ün.
Kısa bir duraksamadan sonra, yılların ötesine, hayallerine yaptığı yolculukla benim sesimi, bulup çıkarmıştı... Birden gözleri gözlerime bakarak cevap verdi:
-Sen... Sen Leylâ mısın? Canım arkadaşım Leylâ mı?
Daha bir başka kelime konuşamadan, birbirimize sarılıp, ağlamaya başladık... Bir müddet öylece kaldıktan sonra, ilk sorum şu oldu:
-Artık görüyor musun Birgül? Ne güzel Allah’ım… Birgül, “Evet! Allaha şükürler olsun!” dedikten sonra, geçirdiği göz ameliyatını anlattı. Ameliyat olmaya beyi zorlamış. İyi ki de ameliyat olmuş. Çünkü gözünde doğuştan beri olan kalın bir katarakt, tıbbın ilerlemesiyle, alınabilir hâle gelmiş... Arkadaşımla yıllar sonra, gözleri görür hâlde karşılaşmak beni öyle etkiledi ki, gördüklerime inanamadım…
Birgül’ün şimdi bir oğlu daha var... Allah mutluluklarını daim eylesin...
             Rumuz: “Leyla”-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.