O zamanlar “kullan at” modası yoktu

A -
A +
“Çakmak tamir etmeye bir hafta sonraya gün verirdim. Yanımda iki üç çırak çalışırdı...”
 
 
“Yiğit” lakabıyla tanınır derler ya…
Kütahya ve çevresinde yedisinden yetmişine, şehirlisinden köylüsüne hemen herkesin tanıdığı efsane isimdi "Çakmakçı Mehmet..."
Kütahyalı onun soyadını umursamıyor “Çakmakçı Mehmet” olarak tanıyor biliyordu. Tıpkı “Kazancı Bedih” gibi onun da namı Kütahya dışına taşmıştı.
Koca şehirde kime sorsanız onun dükkânını tarif ederdi.
Çakmakçı Mehmet, Karagöz Ahmet Paşa Camii yanında çakmak, gözlük, daktilo, hesap makinesi, tıraş makinesi, şemsiye, radyo teyp, ütü gibi her çeşit ev eşyası tamir eden bir esnaftı…
Yetmiş yaşlarında ince sıska, 48 kilo hafif sıklet bir kimseydi… Boyundan kilosundan büyük işleri yapar pek çok ustanın tamir edemediği şeyleri tamir ederdi. Ünü zaten bu yüzden Kütahya dışına taşmıştı. Ona zaman zaman şehir dışından bilhassa Eskişehir’den tamire gelenler bile oluyordu.
Onun dükkânı tıpkı bir antikacı dükkânını andırıyordu. Eskiye ait ne ararsan bolca vardı bu dükkânda.
Dükkânın duvarlarına asılı kırklı ellili yıllara ait siyah beyaz Kütahya resimleri, özlü güzel sözler dükkâna ayrı bir hava ve güzellik veriyordu.
Zaman zaman bu dükkâna gelen üniversite öğrencileri ve turistler bu dükkânın ve Çakmakçı Mehmet’in fotoğraflarını çekip onunla söyleşi de yapıyorlardı. Pek çok yerel ve ulusal gazetede onunla ilgili haberde çıkmıştı. Benimde bir gün bir tamir işi nedeniyle yolum Çakmakçı Mehmet’in dükkânına düşmüştü. İşte ilk o zaman tanıştım efsane Çakmakçı Mehmet ile.
Bir süre havadan sudan muhabbet ettikten sonra Çakmakçı Mehmet’in diğer bir meziyetini keşfetmek ilk bana nasip oldu.
Benim şiir hikâye yazdığımı öğrenen Çakmakçı Mehmet, “Şahin Bey ben ellili yıllardan beri bu mesleği yapıyorum. O zamanlar böyle 'kullan at!' modası yoktu. Çakmak değerli bir şeydi. Manyetolu, benzinli ibelo çakmaklar var. Kütahya’da bunları benden başka tamir eden de yok. Çakmak tamir etmeye bir hafta sonraya gün verirdim. Yanımda iki üç çırak çalışırdı. Pek çok usta yetiştirdim. Allaha çok şükür Allah bereket versin bu çakmakçılıktan çok ekmek yedim. 'Çakmakçı Mehmet' lakabı bana ta o günlerden miras kaldı. Sözü fazla uzatmayayım. Sana bir şey diyeceğim…" DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.