Çocuklarımın bile haberi yok...

A -
A +
Her sözünde ağzından “Bey Abi” sözü çıkıyordu. Benden de on beş yaş kadar büyüktü...
 
 
Yılların çakmakçısı Mehmet Usta'nın bana söyleyeceği ne olabilirdi ki? Merak ettim. Biraz mahcup bir eda ile konuştu:
“Çakmakçıyım ama ben de şiir yazıyorum, sizin kadar ustaca olmasa da… Sizin şiirleriniz gibi gazete ve dergilerde yayınlanmasa da.
-Ne güzel, nerede onlar?
-Bu yazdıklarımdan eşimin çocuklarımın bile haberi yok...
Bunları söylerken mahcup bir mutlulukla masasından çıkarttığı üzeri tozlanmış kenarları kıvrılmış eski bir defteri uzattı:
-Bilmem yazdıklarım bir şeye benziyor mu?
Çakmakçı Mehmet büyük bir usta olmasına rağmen son derece centilmen ve kibar bir adamdı. Her sözünde ağzından “Bey Abi” lafı çıkıyordu. Benden de on beş yaş kadar büyüktü…
Çakmakçı Mehmet’in defterini alıp birkaç şiirini okuduktan sonra şu kanaate varmıştım ki, o iyi bir usta olduğu gibi iyi de bir şairdi. Yazdıklarında bir başkalık sadelik doğallık, bir o kadar da yaşanmışlık vardı. Şiirlerine göz gezdirdikten sonra cevap verdim:
-Abi inan iltifat olsun diye söylemiyorum şiirlerinde ustalık kokuyor. Sahiden de bu yazdıklarını bir başkası ile paylaşmadın mı?
-Paylaşmadım Şahin Bey. İnan bu yazdıklarımı benden başka bilen yok. Ben mesleğe başladığım 50’li yıllardan beri ufak tefek, işte böyle bir şeyler karalayıp duruyorum. Kendim yazıyorum kendim okuyorum.
-Niye?
-Yazdıklarımı bir başkası ile paylaşmaktan utanıyorum. Duygularımla dalga geçmelerinden beni ayıplamalarından korkuyorum. İnan bana, ilk okuyan sensin...
Böylesine güzel şiirleri olan birisinin eserlerini bir başkası ile paylaşmaması şaşılacak şeydi.
-Mehmet Abi istersen bu yazdıklarını benim yazdığım gazete dergilere gönderelim yayınlansınlar. Böyle güzel eserleri bir başkası ile paylaşmamak şiir sevenlere haksızlık olur.
Çakmakçı Mehmet’i, eserlerini dergilerde gazetelerde yayınlatmak için zar zor ikna ettim. Daha sonraki günlerde artık her gün iş çıkışında onun dükkânına gidip çayını kahvesini içerken şiir muhabbeti yapan birisi olmuştum. “Marifet iltifata tabidir” sözü onda tecessüm edecekti… Ama aynı zamanda “Ne idim ne oldum ne olacağım?” sözü de… Ah be Usta, seni ne günler bekliyordu. Bu şiirler o günler için mi yazılmıştı? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.