Şiddet görenlerin anısına...

A -
A +
“Psikolojik ve fiziksel şiddet gören ve bu sebeple ölen ve öldürülen kadınlar anısına...”
 
 
Hem babam da bazen bir iki vurmuştu geçmiş yıllarda anneme. Dedem de döverdi ara sıra nenemi. Dolayısıyla hemen bırakıp gitmek olur muydu? Bir ev kolay mı kuruluyordu? Boşanmak olmazdı. Böyle geçtik yollardan, annemi otogara götürüp otobüse bindirdik. Sarılmadı bana...
Eve gidiyorduk, bu topraklarda kadın olmak böyleydi. Okumuş da olsan cahil de olsan. Bir kez bir adamın vicdanına bıraktın mı kendini her şey mubahtı artık. Biz yirmi birinci yüzyılın kadınları, hâlâ aynı kaderi yaşıyorduk atalarımızla. Şimdi ne yapacaktım?
O gece hiç konuşmadık sabahı zor ettim. Sabah olunca geçti karşıma özür diledi. Hatasını anlamış, sustum. Bana diyecek ne kalmıştı ki zaten. O pişmandı ama ben bebeğimi kaybetmiştim bir kere. O özür diliyordu. Ben bebeğimi kaybetmiştim o “affet” diyordu ben bebeğimi kaybetmiştim o “bir daha olmayacak” diyordu ama ben bebeğimi kaybetmiştim. Aklımdan tek geçen buydu!..
Birkaç gün sakin geçti, ama öyle bir tedirginlik sarmıştı ki beni, o saçımı okşamak istiyordu ben vuracak sanıyor irkiliyordum. O sarılmak istiyordu benim yaralarım ağrıyor iç çekiyordum. O da anladı, sarılmayacak yaralar açtığını. Aramızdaki uçurum çok derindi...
Çok sürmedi sakin günler, kendini içkiye verdi. Her gün sarhoş gelir olmuştu. Uyuşması gereken bendim oysa ağrıları olan derin yaraları olan bendim. Her gün uyuşan, düşüncelerinden kaçan ise oydu.
Erkek olmak vermişti (!) bütün bu hakları ona. Ne saçmalıktı ama sırf kadın olduğum için tüm bunlar reva görülmüştü bana. Yine de tüm bunlar arasında iki şeyi affedemiyorum. Annemin beni bu adamın vicdanına bırakması ve bana sorulmadan içimdeki canın benden alınması...
Tüm bu düşüncelerden ayrıldığımda saat dörde geliyordu. Yaklaşık üç saattir bu odada öylece oturmuş beni bu noktaya getiren şeyleri düşünmüştüm. Hangi sebep geçerliydi ki şimdi yapacağım şeye? Aslında hiçbiri değildi. Ama ait hissetmiyordum işte ne bu eve ne de anlaşılmadığım bu dünyaya. Artık vaktiydi. Beklemek düzeltmeyecekti hiçbir şeyi. Beni yaratan bağışlar mıydı acaba? Tüm kalbimle inandığım ve tutunduğum tek şey buydu.
Ama bir dakika böyle olmazdı… Veda etmeliydim. Madem sessiz sedasız gidiyordum birkaç satır kalmalıydı benden geriye. Bir kâğıt kalem aldım elime;
Şimdi haberlere hep canına kıydı yazacaklar ama öyle değil inanın bana ben "yaşayan" bir cinayet kurbanıyım!..
Psikolojik ve fiziksel şiddet gören ve bu sebeple ölen ve öldürülen tüm kadınlar anısına...
           Büşra Şiraz
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.