“Çok ayıp oldu!..”

A -
A +
“Oysa biraz daha sabretsem olmaz mıydı? Yahut hep kibarlığı prensip edinsek ne olur?”   Damat o gün Tekirdağ’a taşınıyordu. Her türlü hazırlığını yapmış kamyon gelmiş eşyalar yüklenmiş olması lâzımdı... Hatta bizim büyük kız ile damattaki kızım, abla kardeş Tekirdağ’dalar. Evde temizlik yapacaklar... Derken damat aradı: Şoför aniden rahatsızlanmış. Adamı alıp doktora götürmüşler... Bu saatte hem de ağır vasıta ehliyetli bir şoför nereden bulacağız? Canım sıkıldı. Eşyayı kamyona yüklemiş tam yola çıkacakken… Tanıdıklarıma telefon açmaya başladım. Mübarek ramazan. Kim akşamüstü kalkar da Tekirdağ’a gider? Kimi aradıysam mazeret beyan etti. Haklılardı... En son bir tanıdık, üstelik yeni evli şoför: “Hay hay abi, insanlık öldü mü? Ben hemen yola çıkıyorum” dedi. Nasıl sevindim. Nasıl dua ettim kendisine... Blokları da bize yakındı. Allah razı olsun, arkadaş çekti gitti... Gece yansına doğru dönecekler... Hemen damada durumu bildirdim. Telefonlaştık falan... İşi rayına koyduk. Ben iftar sonrası teravihe gittim. Geri geldim. Çay faslı derken, vakit ilerledi. Yatacağım... Hanıma da tembih ettim. Ben uyursam uyandırmayın... Yorgunum... Misafir falan gelirse o başka... Arkadaş, o akşam evin zilinin çalacağı tuttu... ''Kim o?'' ''Lütfen kapıyı açar mısınız? Anahtarı evde unutmuşum da...'' Neyse, gidip kapıyı açıyorum. Kapı otomatiği de tam da o gün mü bozulurmuş... Geri geldim. Daha yatağa uzanacağım. Bir daha... Haydiii? ''Kim ooo?'' ''Affedersin komşu... Kapıyı açman için rahatsız ettim?'' Homurdana homurdana gittim. Ama artık uykum falan da kaçtı... Gelip gidene bağırmamak için zor sabrediyorum... Bir daha, bir daha derken, o akşam zil bekçisi oldum inanın… En son, zil çaldı. Saat 02.30. Sahur vakti olduğu için gelen giden bitmiyor… Kapıya iniyorum ama artık sabrım taşmış durumda. Ağzıma ne gelirse sayıyorum: “Sizde hiç düşünce yok mu kardeşim? Gece vakti insan rahatsız edilir mi? Anahtarınız yok mu sizin?” derken kapıya geldim ki ne göreyim? Bana “Peki” deyip damadın eşyasını götüren komşunun hanımı... Kocasını sormaya gelmiş zavallı... O an yer yarılsa da yerin dibine girsem... Benim sözlerimi hep duydu kadın. Şimdi ben ne yaparım? Allah’ım sen yardım et! Çok ayıp oldu... Kapıya geldiğimde kadından dilimin döndüğünce özür dileyip durumu anlatmaya çalıştım... Sonra kadın evine gidince, kocası gelene kadar benim hanımı yanına gönderdim. Özür dilemesini tembih ettim ama içim içimi yedi... Onların iyiliğine bakın! Benim hamlığıma bakın!             A. K.-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.