“Sana kim çarptı beyefendi?”

A -
A +
“Hocam, eğer müsaade ederseniz sözünü yerine getirelim de içinde ukde kalmasın...”
 
Boynu bükük geri döndük... Galiba, resmî tutanaklar hazırlanıyordu. Benim oraya gelişim ve anlattıklarım tek taraflı olduğu için yetersizdi.
Bu arada, içimden, sanki adamın ölmediği hissi, beynime hücum ediyordu... Tekrar yalvardım...
“Ne olur bir daha bakalım” dedim ağlarcasına yalvararak... Doktor, “Galiba bu adam, aklını oynattı?” gibilerden baktı suratıma. Ama sağ olsun yine isteğimi kırmadılar. Tekrar morga gidip baktık. Yaralı yine cansız yatıyordu... Artık benim de ümidim kesilmişti... Hatta doktor da polis de kesin bir dille ifade ettiler:
“Gördün işte... Adam ölmüş. Ondan ümidini kes artık!”
Zaten ben ümidimi çoktan kesmiştim ama dua edip Allaha sığındıkça, evliyaların hürmetine diye yalvardıkça, o adamın ölmediği hissi doğuyordu içime... İçime o his doğunca da, gidip bakmak ihtiyacı duyuyordum...
İnanın üçüncü defa yine o hisle dolup taştım... Bu defa polise ve doktora diyecek yüzüm de yoktu... Ama kendime hâkim olamadım... Yalvardım tekrar...
“Efendim, inanın içimde hep bu his var... Ben iyilik yapmaktan başka bir bilgisi olmayan kimseyim. Söz veriyorum. Eğer bu defa da ölmüş olarak görürsek, bir daha bu istekte bulunmayacağım, söz veriyorum” dedim... Ama doktor, kabul etmedi teklifimi... Bu defa polis memuru, rica etti doktora:
“Hocam bu kimse bu adama çarpmış olsa bu derece yalvarmaz efendim. Bu da son isteği... Eğer müsaade ederseniz sözünü yerine getirelim de içinde ukde kalmasın!” dedi...
Yine gittik morga... Doktor usulen geldiği için geriden bakıyordu... Polis, cesedin yüzünü açtı... Ben ağzım açık, gözlerim yuvalarından fırlayacak gibiydim. O anda bir kıpırdama oldu... Gözlerini, derin bir inilti ile araladı... Ölmemişti adam... Doktor, bu hâli görünce koşar adım geldi...  Polis, adama hemen sordu:
“Sana kim çarptı beyefendi? Hatırlıyor musun?”
Adam, gayet anlaşılır şekilde:
“Bana bir minibüs çarptı ve kaçtı” dedi... Dedi ama sanki bu sözü söylemek için canlanmıştı... Sözünü tamamlayıp tekrar sedyede hareketsiz kaldı...
Ölmüştü işte... Yani tekrar ölmüştü...
Polis doktorun da huzurunda, işittiği bu sözü zapta geçirdi ve beni serbest bıraktılar... 
Yeminle söylüyorum bu olayı bizzat yaşadım... Yüce Allah, evliyası hürmetine kendisinden yardım isteyen bir zavallı kulunu kurtarmak için neler yapmaya kadir değil ki?
           Murat B.-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.