"Sana kim vurdu söyle!"

A -
A +
“Günlerden bir gün akşam, arkadaşımızdan biri burnu sargılı bandajlı geldi, şok olduk”     Dağıtımcımızın unutulmaz dağıtım anılarını anlatmaya devam ediyoruz... … “Sadece biz koşuşturmuyoruz ya yıllar da koşuşturuyor… Artık Yedikule’ye taşınmıştık. Fatih'ten sonra bir büromuz da Yedikule’de olmuştu. Osman Abimizin yanından ayrılmak zordu. Selami Abinin duruşuna oturuşuna hemen de alışamamıştık, biraz zaman alır gibiydi. Ama tanıdıkça insan onunla da hep güzel günler içinde zaman akıp gidiyor. Akşamları namazdan sonra 2 demlik çay ile beraber, gecenin 00.00’ına hatta 01.00’ine kadar kitap okur, sohbet ederdik. İlk zamanlar “biraz ara versek” dediğimiz olurdu içimizden ama sonraları alıştık… Günlerden bir gün akşam, arkadaşımızdan biri burnu sargılı bandajlı geldi. Toplandık etrafına: “Kim vurdu söyle! Gidip hakkını arayalım” diyoruz. Bizden saklıyor söylemiyor. En sonunda dayanamayıp, "takvim dağıtırken yüzbaşının biri 'burada bu mahallede bu takvimi dağıtamazsın' diye çıkışınca ortalık bir anda karıştı. O arbedede bir yumruk geldi burnuma" dedi. Üzüntümüz sıkıntımız üç demlik çay sohbetimizden sonra dinginleşti… Ertesi gün bana mektup gelmişti. Haber verdiler ilçe otobüs yazıhanesindeydi. Dağıtımdan sonra almaya gittim. Mektubumu aldım, caddede otobüs bekliyorum. Kaldırım çok dar, beklediğim durağın hemen yanında caddeye bir sokak girişi var. Beklemeye yer olmadığı için yolda sol ayağım hafifçe ileride. O anda sağ tarafımda sanki bir tanıdık sima gördüm. Ona bakıyorum. Bir anda ayağımın üstüne birisi çıktı sanki. 140-150 kilo ağırlığında… Tam dönüp “kör müsün be adam? Ayağıma basıyorsun!” diyecektim ki aniden gözlerimin önü kıpkırmızı bir hâl aldı… Ne göreyim? Ayağımın üstüne basan 140-150 kiloluk adam değil… Bu arada ayağımı da oynatıyorum. Topuğuma basarak denedim ileri geri bir şeyim yok hamdolsun… Arkasından bakakaldım, ayağıma basan 250 belki de 500'lük Dodge kamyon… İyi ki başımı geri çekerek “Kör müsün?” demeye hazırlanmışım… Az kalsın sadece ayağım değil de burnum de gidecekmiş… Bir ezilen ayağıma bir kamyona bakıyorum, kamyon tepeleme çakıl yüklü… Büroya döndüğümde nasıl anlatacağım “ayağımdan kamyon geçti?” diye… Bunu düşünürken baktım ayakkabı ayağımdan çıkmıyor… Zorladım sağa sola çekiştirdim çıkmadı. Yardım istedim. Zorla çıkardık ikimiz… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.