“Serhat bu ne hâl böyle?”

A -
A +
“Şimdiye kadar hiç görmediğimiz bir asık çehre, her an kavga edecek derecede birisi…”   Serbest muhasebe bürosunda altı ay önce işe başlamıştı Serhat… Bu çiçeği burnunda arkadaşımız o kadar efendi, o kadar ağırbaşlı bir gençti ki kısa zamanda hepimizin gönlünü ve takdirini kazanmıştı... Çalışkanlığı derseniz yine öyle... Kendini bir kere işe kaptırdı mı, kimseyi gözü görmezdi... Hani bazı günler maç olunca iş yerlerinde mesai duracak noktaya gelir. Hemen herkes ekran başına üşüşür ya, böyle zamanlarda bile onun masasını terk ettiğini gören olmamıştı... Kısaca, her yönüyle örnek alınabilecek, tertipli, düzenli bir gençti Serhat... Kışı geride bırakmıştık. Bahar mevsiminin güneşli havası içimize ferahlık veriyordu. Nisan veya mayıs olsa gerek, bir sabah işe geldiğimizde Serhat’ı göremedik... Hayret ettik. Çünkü o işe başladığı günden beri hiçbir zaman mesaisine geç kalmamıştı. Ama insanlık hâliydi, belki acil bir işi çıkmış olabilirdi. Üzerinde durmadık... Vakit ilerlemiş öğle tatiline çıkmıştık. Bir saatlik tatil dönüşü merdivenlerden yukarı doğru acayip homurdanmalar geldi kulağımıza... Ben kapıya yakın olduğum için hemen dışarı çıktım. Öyle ya bir kendini bilmez, bir sarhoş yolunu kaybedip yukarı çıkıyor olabilirdi... Koridora çıktığımda ne görsem iyi? Bizim Serhat değil mi bu? Ama bu Serhat başka Serhat olmalı... Şimdiye kadar hiç görmediğimiz bir asık çehre, her an kavga edecek derecede birisi… Öyle atarlı hâl ve hareket düşmana bakar gibi bakış... Doğrusu hayret ettim: -Serhat bu ne hâl? Cevap vermeye niyeti yoktu. -Kim öfkelendirdi seni? Bir şey mi oldu? Bu ısrarıma cevap olarak o Serhat kuvvetli bir omuz darbeyle beni kenara savururken bağırdı: -Çekil yolumdan be adam! Ağzım açık kaldım. Hiç beklemiyordum böyle bir hareketi. Onu sinirlendirecek ben ne yapmıştım ki? Ama şaşırmış da olsam ardından yürüdüm... Serhat içeri girer girmez, öyle bir nâra attı ki, herkes ayağa fırladı... Sanırsınız Yeşilçam filminden fırlayıp gelmiş kabadayıydı… -Ne bağırıyorsun, diye tepki gösteren hemen yanındaki arkadaşın suratına okkalı bir yumruk indirmesin mi? Artık şaşırmak şurada kalmıştı. Ardından sarılıp hemen kollarını tutup kenara çekmek istedim. Diğer bir arkadaş daha yardıma geldi ve Serhat’ı üzerine çullanarak etkisiz hâle getirdik. İçmiş desek sarhoşluk alâmeti yoktu. Üstelik dengesi gayet iyi, gücü kuvveti en az iki adam kadardı. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.