Onu görmek arzusuyla…

A -
A +
“Ne söylemeliydim? Tezgâha yanaşırken, bir anda ellerindeki siğiller geldi aklıma…”
 
O gün mutlu olduğumuz günlerdendi. Hem maddi hem de manevi şifa dağıtan o mübarek zatı görmek arzusuyla yanıp tutuşanlardandım… Cahil cesaretli olur derler ya… Biz de öyle yapalım, dedik. Trene binip Yeşilköy'e geldim. Bildiğim sadece eczanenin ismi idi. Ana caddeden gözümün ucuyla eczaneleri gözeterek yürüdüm. Bir baktım ki caddenin sonundayım. Karşı tarafa geçip geldiğim yöne eczane ismini gözetleyerek tekrar caddenin giriş tarafına geldim.
Acaba başka caddede miydi? Kimseye de soramazdım ya… Geldiğim caddenin kaldırımı ile tekrar geri gittim ama gene yoktu. Karşı kaldırıma geçip ilk yürüdüğüm caddenin ortasına kadar geldim. Yol tarafına bakarak karar vermeliydim, acaba bir başka caddede mi arasaydım?
Böyle düşünürken karar verdim. Dönmeliyim. Aramaktan vazgeçip caddenin sonuna kadar bakıp hanemize gitmekti niyetim. Dükkân tarafına baktığımda sanki dünyalar bizim oldu ama bir tuhaflık vardı. Ayaklarımda can kalmamıştı. Zor duruyordum ayakta. Hemen gözümün ucundaydı aradığım eczane.
Cahildim. Girip girmeme arasında kararsız kaldım. Kapıyı açtığımda eczanede tezgâhın iç kesimin yanında bir misafir vardı. Bakamıyordum ama kendimi belli ettirmemeliyim. Ellerinde ''Hak Sözün Vesikaları'' kitabı vardı. Kitabın sonlarına yakın bir yerini okuyordu yanındaki misafirine. Eczanedeki görevli arkadaş “Buyurun hoş geldiniz” diyerek bizi karşıladı.
Ne yapmalıydım, bilemiyorum öyle zor bir andı ki… Ne söylemeliydim? Tezgâha yanaştım, bir anda ellerindeki siğiller geldi aklıma.
Ellerimi hafifçe kaldırıp görevli arkadaşa göstermek isterken daha ellerimi tezgâhın hizasına bile getirmemiştim ki “Efendim bu kardeşimize 1 adet İL-33 verin” dedi.
Görevli arkadaş elinde bir küçük kutu ile hemen yanındaydı. Başımı döndürüp bakamıyordum.
“Bu asittir efendim. Bunu kullanırken çok dikkatli olun, derinize gelmesin. Sadece siğillerin üzerine gelecek miktarda sürün. Derinize gelirse yakar efendim” dediler. Dua edip şifa dilediler.
Eczaneden nasıl çıkacaktım orasını bilmiyorum. İlacımı alıp görevliye teşekkür edip çıkarken, bakamıyorum tabii selam verip ayrıldım.
Dedim ya cahil cesareti… Tabii tüm gayretimiz kendimizi ele vermemekti. Bir sonraki gün masada Osman abinin gönderdiği bir notla karşılaştım. Efendim arkadaşlarımız ilaç almak için zahmet edip Yeşilköy'e gelmesinler, Fatih'te de eczane var” yazısını okuduğumda ne kadar mahcup oldum...
       Rumuz: “Tegmn-e İbrahim”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.