Basit bir şey gibi anlatmıştı ama

“Sultan II. Abdülhamid Han; olayı gayet basit bir işmiş gibi anlatmasından çok hoşlanmıştı...”

 

 

"Çırağan Sarayı Baskını"nı önleyen Yedi Sekiz Hasan Paşa’nın baskınla ilgili Sultan II. Abdülhamid Han’a verdiği bilgiyi anlatmaya devam ediyoruz...

“Elindeki revolveri göğsüme çeviren bu adamı elimdeki sopayı şiddetle başına indirerek bir darbede cansız olarak yere serdim. Bu sefer de gene o kıyafette bir adam üstüme atıldı. Fakat ikinci sopa darbesinde o da yere yuvarlandı. Tam bu esnada her taraftan silahlar patlamaya başladı. Beşiktaş Karakolu'ndan yetişen silahlı zaptiyeler gelmişler, muhacirlerin üstüne ateş açmışlardı. Bir kısmı da korkudan kendilerini pencereden atmışlardı... Bu sırada merdiven başında toplanan kadınlar, saçlarını başlarını yolarak feryat ediyorlardı. Bunlar, muhacirlerin kaçışlarını görünce koşa koşa geldiler. Murat Efendi’yi alıp götürdüler... Bu hengâme arasında asker yetişti. Elindeki revolverlerle mukavemet etmek isteyen muhacirler kâmilen tepelendi. Mesele de böylece hitama erdi..."

Hasan Paşa, olayı sakin sakin anlatıyor, padişah da dikkatle dinliyordu. Ondaki bu soğukkanlılık herkesin dikkatini çekmişti. Sultan II. Abdülhamid; onun bu önemli görevi cesaretle yerine getirmesinden ve olayı gayet basit bir işmiş gibi anlatmasından çok hoşlanmıştı. Çırağan Sarayı Baskını, askerin açık desteğine rastlanmadığı için ilk bakışta ordunun ihtilal teşebbüsü olarak gözükmüyordu. Bu yönüyle bu ayaklanma, saray içi darbe niteliğinde değildi.

İstanbul’da halkın organize ettiği bir darbe girişimi daha başarısızlıkla sonuçlandı. Ama yıllardır bu tür eyleme alışık olmayan İstanbul sakinleri için korkunç bir olaydı. Halk panik içindeydi. Hadise patlak verir vermez silah sesleri boğazın iki yakasında yankılandı.

İstanbul’un her yerinde, özellikle Galata taraflarında “Ruslar, başkente hücum etmişler. Savaş başlamış” diye bir velvele koptu. İstanbul Mahmutpaşa Çarşısı'nın, büyük tüccar hanlarının ve Galata Borsası'nın kapıları ve birçok dükkân kapandı. Bu durum, başkentteki heyecan ve paniği artırdı. Sokaklardaki kadınlar, zayıf yürekli adamlar heyecandan bayıldılar veya kriz geçirdiler.

Osmanlı Devleti’nin payitahtı ve dünyanın belli başlı siyaset ve ticaret merkezlerinden biri olan İstanbul’da, böyle bir terör olayının ekonomik ve siyasi yansımaları da elbette büyük olacaktı...