Huzur evleri gerçekten huzur evleriymiş…

A -
A +
“Ne söyleseler dayımın yüreğindeki üzüntüyü gideremiyorlar. Çok geçmeden yüreğine inme iniyor.”
 
Gelen haber üzerine babası diğer iki kardeşiyle görüşüp ne yapacaklarına karar veriyorlar. Diyorlar ki:
Bu bizim babamız… Buna bakmamız lazım… En büyük kardeşi diyor ki:
-Olan olmuş… Artık bundan sonra evlatlık sırası bizde…
Ortanca kardeşi gidip babasını alıyor. Evine getiriyor. Diyor ki:
“Baba bundan sonra senin evin burası. Burada kalacaksın. Evimizde ne pişerse onu yiyeceğiz, onu içeceğiz…”
-Allah razı olsun evladım. Ama ben kimsenin evine yük olmak istemem.
-Ne yapacağız baba?
-Bugünden sonra ben kimseye yük olmak istemiyorum. Ben maaşımla birlikte götürün beni bir huzurevine yerleştirin.
Bunun üzerine oğlu iki kardeşini de arıyor yeniden. Babasının evde kalmak istemediğini söylüyor.
Küçük oğlu diyor ki:
-Baba varsa birimizden sıkıntın söyle. Tamam olmuş bitmiş. Bir felakettir gelmiş. Hepimizin başında Allah cana vermesin, mal dediğin nedir ki?
Ama ne dedilerse dayımı bu üzüntüden ve yaşadığı hayal kırıklığından kimse çıkartamıyor.
Eski insanların böyle de bir huyu var. Yaşadıklarını bir türlü içlerine sindiremiyorlar. Neymiş efendim “memlekette kendisini tanıyan onca insanın yüzüne nasıl bakarmış. Bunca zaman herkesin itibar ettiği kimse nasıl bu hâllere düşermiş?..”
Hâlbuki kimsenin kimseye bakacak hâli mi var? Nice varlıklı insan hiç ummadığı anda dara düşmedi mi?
Ne söyleseler de dayımın yüreğindeki üzüntüyü gideremiyorlar. Çok geçmeden yüreğine oturan bu kahır sebebiyle dayıma bir de inme iniyor.
Apar topar hastaneye kaldırıyorlar… Artık geri dönüşü olmayan bir yola giriliyor… Çünkü doktor kontrolünde ve sıkı bir takip gerekiyor…
Kardeşler çaresizlik içerisinde hastaneye kaldırıyorlar. Tam bir hafta hastanede kaldıktan sonra orada kendilerine bir hekim diyor ki:
“Arkadaşlar, huzurevi dediğiniz yer öyle insanları terk edip gidilen yerler değil. Siz de babanızı oraya yatırıyor diye hayırsız evlat olmuş olmuyorsunuz. Aksine babanıza sağlıklı, düzenli bir bakım sağlamış oluyorsunuz. Yemeği rahatsızlığına göre özel hazırlanıyor. İlaçları zamanında ve düzenli veriliyor. Her gün doktor kontrolünde oluyorlar. Sizden iyi bakarlar bunu unutmayın...”
Bu tavsiye üzerine dayımı götürüp huzurevine yatırıyorlar. Tabii emekli maaşından üzerine bir miktar da kendileri ilave ederek kalmasını sağlıyorlar. Allah devletimize milletimize zeval vermesin. Huzurevleri aslında gerçekten büyük bir ihtiyaçmış.
        Hasan Ali Muhtar-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.