Toroslardaki son yayla da elden gitti!..

A -
A +
“Şu koskoca Gülek’e günde ancak bir iki TÜRKİYE gazetesi gelmekte. Gerisini siz hesap edin...”
 
Size bundan önce yazdığım yazılarımla üzüntülerimi, hayat hikâyemi anlattım.
Bunların içinde tekraren karşımıza çıkan ve esasen çıkacağı belli olan durumlar işte şimdi geldi çattı.
Ne demiştim? Gülek bir gün susuz kalacak. Bu sene yazı Gülek’te geçirmekteyim. Düşte değil, aynen işte başımıza geldi. Kandil artık bir şehir oldu. Boş yerler bitti. Şimdi her çamın dibinde bir “ev” var. Zavallıların eli (dalı) var etrafa uzanan, ama dilleri yok. Her mangal yanışta dumanı ciğerlerini yakıyor, ne yapsınlar…
Ne diyor yetkililer? “Burada yangın çıkmaz!..”
Elbette yananı Allah görecek bir gün. Evvela onları gel sen söndür bakalım diye o yalazın üstüne sürmelidir. “Gölet yapılsın” dedik, havuz yapılacakmış.
“Hay sizin havuzunuzda kuşlar çimsin!”
Kaç dönüş yapacak uçak? Tıngır elek, tıngır saç, elim hamur karnım aç…  Ateş mi, berdevam... Çünkü o suya doymayan bir dev. Türkiye’m zarar etse ne çıkar? Üç beş yaylacının zevk ve sefası yeter(!) Gelelim -affedersiniz- tuvaletten kupkuru kalkan “Gülekliye”...
Çöllerde kalmış gibi teyemmüm ile namaz kılana. Altında arabası da yok ki su bulmak için çeşme arasın. Neymiş, onların (Kandil’i yerleşim yerine çevirenlerin) suyu ayrı imiş.
Sen suyu bire de beşe de ayırabilirsin. Çünkü su sessizdir, verdiğin yöne itiraz etmez. Sen Gülek’e gelecek suyu oraya ver. De ki: “Onların suyu ayrı.”
Demek ki Toros dağları o kadar cömert? Hakkı elden giden o elleri açsa da giden gelmeyecektir ve de öyle. Kuyu kaz Güleklim kuyu, bulmak için suyu. Sahip çıkmadığın mal senin değildir. Bu durumu ben çok, çok evvel yazmadım mı? Okuyan yok kardeşim, okuyan! Şu koskoca Gülek’e günde ancak bir, iki TÜRKİYE gazetesi gelmekte. Gerisini siz hesap edin.
Kaynağını bulmadan kazılan kuyu susuz kalır. Ben çocukken oralarda yaylacı ninelerle, annelerle yaşadım. Burası köyün bir merası iken şu 2/B meselesinden sonra sahipli arsalar oldu. İnan ki fıttırmamak işten değil. Dilekçe vermediğim bakanlık kalmadı. Doksan iki yaşındayım… Bakıyorum da dede yadigârı Toroslardaki son yayla da elden gitti. Bundan sonra (çok şükür zenginlerimiz çok) Torosların zirveye doğru ilerlesinler. Çünkü oralarda 2/B yok. Velhasıl mademki devlet bu düzensizliğe “okey” dedi Gülekliyi de perişan etmeye hakkı yoktur. O kadaaar. Sevgi ve selamlarla…
         Hüseyin Hilmi Levent-Gülek/Tarsus
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.