Kim ne söylerse söylesin!..

A -
A +
“Rabbim doğru bilgileri büyük emek vererek kaynağından aktaran büyüklerimizden razı olsun...”
 
Konya’da öğrenci iken, son anda namaza yetişip, camide yer bulamayınca bodrum katta yer bulup orada hutbe tamamlandıktan sonra farzı kılarken elektriklerin  kesilmesiyle her şeyden mahrum kalarak ne yapacağımızı bilemediğimiz günün, bende bıraktığı duygu ve düşünceyi anlatmaya bugün de devam ediyorum...
O gün caminin bodrum katında öyle mağdur olunca Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye kitabının kıymetini anladım. Çünkü orada yazan “cemaat ile namaz” kısmında namaz kılan kişinin imamı görmesi veya imamı gören bir kişiyi görmesi fıkıh kaidesini bu mağduriyet vesilesiyle iliklerime kadar hissettim. O günden sonra din adına ölçü, miyar olarak bin dört yüz yıllık dinî ve tarihi kaynaklarımız tetkik edilerek hazırlanmış bu kıymetli eserden başkaca hiçbir şeye gerek duymadık...
Herkese tavsiyemiz de şu oldu. Etrafınızda din adına konuşan kim varsa… Bu kimse ister yetkili ister yetkisiz olsun… İster akademik kariyeri olsun ister olmasın, ister resmî din görevlisi olsun ister olmasın… Duyduğunuz dinlediğiniz okuduğunuz bütün bilgileri Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye ile ölçün. Eğer orada okuduğunuz bilgi ile örtüşmüyor ise orada yazılanlara uygun bilgi değil ise yani farklılık varsa o okuduğunuza o dinlediğinize o duyduğunuza hiç itibar etmeyin. Çünkü onlar; hiçbir muteber kitaptan nakletmiyor, kafadan atıyorlar demektir...
Mesela yine 1990’lı yıllarda ülkede dini temsil ettiğini söyleyen kılık kıyafetiyle iki üç asır öncesinin insanı imajıyla ortaya çıkan kimseler vardı. O zamanın pek çok dinî ve siyasi akımı, bu kişileri gündeme taşıyor ve bunlar üzerinden dinimizi değerlendirmeye alıyorlardı. Yine o zaman da, Seâdet-i Ebediyye bir yörenin müminlerinin kılık kıyafeti ne ise ona göre giyilmesini, bunun dışında dikkat çeken farklı bir kıyafetin fitne olacağını yazıyordu. Söyledikleri bir yana giyimleri dahi dinimize aykırıydı o kimselerin.
Aslında hâl ve hareketleriyle gerçekten de fitneye sebep oluyor ve günaha giriyorlardı. O zaman da ve hâlen de kimi din adına ortaya çıkıp kanun dışı faaliyetlere karışan ve bu sebeple Müslümanlığa zarar veren kimselere dikkat edilmesini de yine hep Seâdet-i Ebediyye kitabından öğrendik. Şu an yine, nereden kim ne söylerle söylesin yaptıklarının, konuştuklarının, anlattıklarının ve yazdıklarının Ehl-i sünnet ölçülerine uyup uymadığını hep bu baş ucu eser sayesinde tespit ediyoruz...
         “Rumuz: “İçli inilti”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.