Kızım bakmayınca gelin bakar mı?

A -
A +
Hâl hatır sonrası “Nine bana bir nasihatte bulun, eskilerden bir şeyler anlat” dedim...   Hatice Nine… Yetmiş yaş civarında. Her gittiğimde yanına uğrar elini öper duasını alırım… Doğduğum, çocukluğumun geçtiği köy çok güzel… Ormanlar arasında, cıvıl cıvıl kuşların öttüğü, dağıyla, taşıyla her yeri çiçekler, burcu burcu kekikler, çam ağaçları kokar. Tipik bir Osmanlı kasabası… Bu topraklarda acısıyla, tatlısıyla günlerimiz geçti.  “Vatanı sevmek imandandır.” Hatice Nine hiç mektebe gitmemiş, yalnız yaşayan, ağzı dualı bir mümin ninemiz… Kendi hâlinde, herkesin iyi olmasını isteyen, hayata hep nemli gözlerle bakan nur yüzlü ninemin anlattıkları karşısında şaşarım her defasında… İçinde bulunduğumuz nimetin kıymetini idrak edemeyişimizi düşünürüm. Acı gerçekleri bir tokat gibi suratımda hissederim... Bu sene de yanına gittim. Hastalık iyice çökertmiş, kalp, tansiyon, diyabet çok hastalığı var. Bir poşete yakın ilaç vermişler, ne yapsın içiyor onları… Hâl hatır sorduktan sonra: “Nine bana bir nasihatte bulun, eskilerden bir şeyler anlat” dedim. “Yavrum! Bizim hayatımız sıkıntı içinde geçti" dedi… “Gün geldi aç yattık, gün geldi bulduğumuza sayıp Allaha şükrettik. Ama hiç hâlimizden şikâyet etmedik. Önceleri yokluk vardı bulamaz yiyemezdik… Şimdi her şey var şükür ama yaşlıyız yine yiyemiyoruz… Şimdi nesil çok rahat… Her çeşit yiyecek, her çeşit giyecek var, fakat insanlar kadir-kıymet bilmiyor. Hele şimdiki çocuklar bizi hiç beğenmiyor, 'sen ne bilirsin?'  diye dışlıyor, hor görüyorlar. Kuzum! Biz yeni doğmuş, sabi çocuğa benzeriz, ahiret yolcusuyuz. Öyle günler gelecek ki, bizim gibi insanlar bu dünyadan el ayak çektikçe, hiçbir şeyin tadı tuzu kalmayacak. Çünkü biz Asr-ı saadete; Peygamber aleyhisselamın zamanına daha yakınız. Bak, Mustafa Emmin (kocası) öldü, bana bir oda dolusu altını verseler, “bunu mu istersin, yoksa kocan evinde, başında olsun mu?” deseler, hepsini elimin tersiyle iterim...” Bunları söyledi ve başladı ağlamaya: “Ben hayattayken kocamın kıymetini bilememişim. Şimdi ondan sonra, ne kimse kapımı çalıyor, ne hâlimi soruyor. Şurada bir kızım var, evine gittiğimde kapıyı açmıyor, suratıma çarpıyor, hor görüyor. Kızım böyle yaparsa, gelin bakar mı?” DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.