“Yuva kurmak istiyorum...”

A -
A +
 “Yalnız kaldıklarında Hakan, cesaretini toplayıp sormuştu Çiğdem’e ne düşündüğünü...”   Hakan’ın evlilikle ilgili hayallerini anlatmaya bugün de devam ediyoruz. Hakan ve Ailesi bir saate yakın yolculuğun sonunda varmışlardı adrese. Kapı çalındı, buyur edildi misafirler. Uygun kıyafetler içerisinde Çiğdem tarafından servis yapıldı misafirlere. Hakan gözlerini halının üstündeki bir çiçeğe sabitlemiş hiç ayırmıyordu. Kendi çayına uzanırken de başını hiç kaldırmamıştı. Çiğdem odadan çıkarken bir derin nefes verdi Hakan… Anneler babalar konuşuyordu kendi aralarında arada Hakan’a sorular sorarak. Babalar şeker tansiyon hastalıklarından bahsetti, anneler diz ağrılarından. Herkesin konuşmalara daldığı anda Çiğdem geldi odaya biten çayları tazelemek için. O anda gözü değdi Çiğdem’e Hakan’ın. O anlık görme yetmiş de artmıştı Hakan’a… Aileler bir iki saatlik sohbetin sonunda ayrılmışlardı evden. Birkaç gün sonra buluşmak için sözleştiler. Hakan o gün otantik çay bahçesindeki gözüne kestirdiği bir masaya yerleşti. Çiğdem ve teyzesi gelene kadar sipariş vermedi. Şöyle etrafa göz gezdirirken onları fark etti. İlk karşılaştığı güne rağmen daha renkli giyinmişti Çiğdem. Teyzesi daha sade giyinmişti. Hafifçe ayağa kalkıp buyur etti masaya. Teyzesinin açtığı konulardan yavaş yavaş konuşmaya başladılar. Derken bir ara teyzesi onları baş başa bıraktı rahat konuşsunlar diye… Hakan tüm cesaretini toplayıp sordu Çiğdem ‘evlilik hakkındaki düşüncelerini. “Yuva kurmak istiyorum” dedi Çiğdem ve bu söz Hakan’a yetti. Bundan sonrası her görüşme olumlu geçmeye başladı… Hakan bazı soru işaretleri olmasına rağmen anlaşıyordu Çiğdem’le. Düğüne bir ay kalmıştı. Hazırlıklar başlamalıydı artık. Ancak Hakan her hafta sonu geldiği memleketinde kendisini bir karmaşanın içinde buluyordu. Annesi çok telaşlı idi. Eşyalar alınacak, ev tutulacak, yerleşecek, gelinlik salon derken daha çok iş vardı çok. Annesinin telaşını anlamsız buldu Hakan. Onunla konuşmak istedi bir akşam. Bu kadar telaşa gerek olmadığını sade bir düğün yapmak istediğini eşyaları da önem sırasına göre zamanla alınabileceğini söylemek istedi ama annesinin tahmin etmediği öfkesi ile karşılaşınca geri adım atmak zorunda kaldı. “Aman efendim hiç olur muymuş, el âlem ne dermiş, bir oğlunu anlı şanlı evlendiremez miymiş?”

Hakan annesini anlamaya çalıştı. Bu konuyu annesi ile halledemeyeceğini düşünerek Çiğdem'le konuşmaya karar verdi. Belki onu ikna edebilirdi… DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.