Bizim rızkımız da Avrupa'daymış...

A -
A +
“Zaman geçtikçe hem iletişimi artırıyor hem daha iyi imkânlarla iş bakıyorduk...”
 
Gurbet hatıralarımı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Viyana’ya çalışmaya gitmek için kayıt olmuşken anama babama veda etmeye gittiğimde beni evlendirmek için nişan yaptılar. Ama benim iki haftalık iznim bitmişti. O hâlde İstanbul’a döndüm. Avusturya’ya kâğıdım çıktı ve pasaportumu aldım. 23.06.1964 günü 208 kişi Sirkeci’den trenle Viyana’ya hareket etmek üzere toplandık...
O dönemin bir büyük firma elemanları birer karton ve üçer litre su verdi iki günlük yolculukta yemek ve içmek için. Saat gece 01.00’de trenimiz hareket etti. Edirne, Bulgaristan Sofya, Yugoslavya Belgrad Maribor’u geçtik. İki gün bir gecede Viyana’nın Hauptbahnhof Garı'na vardık. Çalışacağımız firmaların yetkilileri otobüslerle gelmişlerdi. Bizi götüren tercüman dosyalarımızı onlara verdi. Otuz erkek, beş kadın işçi bir fabrikaya düştük. Viyana’nın 20 km dışında Kablitz Köyüne vardık. Sekiz arkadaş bir eve yerleştik. Tek mutfak birinci kattı yerimiz. 26.6.1964 günü otobüs bizi aldı fabrikaya götürdü. Haspurk çamaşır ütü fabrikası imiş. 800 kadın 70 erkek işçi çalışırmış. Bizimle bu yüz erkek işçi oldu. Ben havlu mendil çorap katlama kısmına düştüm. Sekiz tane bayan vardı bu kısımda.
Bu arada sözlükten her gün üç kelime yazıp masaya yapıştırıp ezberlemeye çalışıyordum...
Kaldığımız köy ormanın içinde olup ortasında küçük bir ırmak akıyordu. Hafta sonu bahçede oturuyorduk. Bahçede kiraz vişne vb. ağaçları vardı… İki hafta kadar zaman geçince yeni bir iş için köydeki inşaattakilerle iletişim kurdum. Bir arkadaşımla birlikte çalışmaya başladık. Haftalığımız 400 Avusturya şilini idi. Bu şekilde zaman geçtikçe hem iletişimi artırıyor hem daha iyi imkânlarla iş bakıyorduk...
Viyana’dan Almanya’ya geçmek için uğraştık ama olmadı. Nihayetinde yine tercüman vasıtasıyla İsviçre döküm fabrikasında iki kişilik iş bulduk. O hafta Viyana’yı gezdikten sonra 17.4.1966’da trene binip sabah İsviçre’ye geldim. Sağlık kontrolüm iyi çıktı ve Zürih şehrine oradan da Solothum’a vardım...
Yıllarca emekli olana kadar Avrupa’da çalıştım... Yüce Mevla’ya şükürler olsun hayat mücadelemde 1961’de 270 liraya başladığım işimi 3 senede 550 liraya çıkarttım. Viyana’da 700 lira oldu… İsviçre’ye geçtiğimde 1400 Frank oldu. Ve emekli oldum...
Diyeceğim o ki rızık mukadderdir. Ne buyurulmuş: "İnsanlar rızkını arar, rızık da onları..." Bizimki de Avrupa'daymış... Rabbime şükrediyorum...
        Hamit Danışkan-Merzifon
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.