"Nedir böyle sizi üzen?"

A -
A +
“Efendim hayırdır bir şey mi oldu? Yapabileceğimiz bir şey var mı?”
 
 
Boğaziçi İlahi Grubu'nun kurucusu ve reisi Nurettin Hocam'ın, yıllar önce, Kadıköy Müftisi Mekki Efendi'nin ikindi vakitlerinde onların müdavim olduğu Kartal Camii'ne teşrif ettiğinde çok üzgün olduğunu gördüklerinde kendisinden dinledikleri ve bizimle paylaştıkları hatırayı anlatmaya devam ediyorum...
A. Mekki Efendi Hazretleri içeri girdi ki bizden saklamaya çalıştığı ağlamaklı hâli hepimizin dikkatini çekti:
 “-Efendim hayırdır bir şey mi oldu? Nedir böyle sizi üzen? Yapabileceğimiz bir şey var mı” diye telaşlanarak sorduk!
Bize oturun manasında el işareti ettiler. Kendileri de oturduktan sonra üzüntülerinin sebebini anlattılar... Meğerse her zamanki gibi bindiği belediye otobüsünde, o gün elinde muhterem babası Seyyid Abdülhakim-i Arvasi hazretlerinin Namaz Risalesi kitabı olduğu hâlde otobüste bir cam kenarına oturmuş. Kitabı okumakla meşgul olarak geliyormuş...
Birkaç durak ötede yanına bir kimse gelip oturmuş. Oturmuş ama oturması ile beraber tabiri caizse başlamış homur homur homurdanmaya!
"Dünya aya gidiyor, biz hâlâ yaya… Şunlara bak bu devirde böyle kılık kıyafet mi olur? İnsan biraz modern olur...” gibi mırıldanıp durmuş. Karşılık gelmeyince cesaretlenmiş olmalı ki okuduğu kitaba göz atınca ikinci bir edep dışı söz söylemiş:
“Aaa elindeki kitap da Türkçe değil Arapça… Hâlâ Arapça okuyorlar… Hangi devirdeyiz?”
Tabii bunların hiçbirine dönüp de tek cevap bile vermemiş mübarek... O cevap vermedikçe edepsiz kimse söylenmiş de söylenmiş…
Neyse epey bir durak gittikten sonra otobüs bir durakta durmuş. Nihayet o kimse durakta inmek için kalkmış. İndi-bindisi bitip hafif hareket ettiğinde bir anda otobüsün arka tarafında bir cayırtı kopmuş!.. Bağırış çağırışlar olunca Mekki Efendi de hadisenin olduğu tarafa bakmış. Bir de ne görsün! Az evvel yol boyunca kendisine durmadan hakaret eden o kimsenin kafası otobüsün kapısı ile durak yerindeki direk arasında kalmış ve ezilmiş…
Hadiseyi dinleyen bizler bunu duyunca "Hak ettiği cezayı bulmuş Efendim siz niçin üzülüyorsunuz?" deyince buyurdular ki:
“Kardeşim o yol boyunca hep gayretullaha dokunan sözler söyledi. Biz ise kendisine karşılık bir defa olsun dönüp 'sus be kardeşim yeter' deseydik böyle bir ceza yaşamayabilirdi. Bunun için üzülüp ağlıyorum buyurdular...
Efendim bilvesile tüm kıymetli okuyuculardan dualarını istirham ederim...
           Hasan Dinç
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.