Vitrindeki tozlu resim...

A -
A +
“Annesinin iki kapaklı ceviz gardırobu nasıl da sağlam dimdik duruyordu eski insanlar gibi...”
 
 
Mimar Tarık’ın yıllar sonra zor bulduğu baba evinde yaşadığı duyguları anlatmaya devam ediyoruz...
Salona geçti. Evin emektar koltuklarından birine oturdu. Yan sehpa üzerindeki üzeri tozlanmış aile fotoğrafını eline aldı. Annesi, babası ve Tarık… Dönemin modası olan mobilyalar ile döşenmiş evde çok eskilere gitti Tarık. Mahallenin en iyi evlerinden biriydi evleri. Mahalledeki birkaç televizyonlu evden, bisikleti olan birkaç çocuktan biriydi. Babası geldiği bir yaz bisiklet hediye almıştı Tarık’a. Her şey vardı Tarık’ın ama onun da babası yoktu yanında.
Bir defa olsun babasıyla taraftarı olduğu takımın maçlarına gidememişlerdi. Defalarca söz vermesine rağmen olmamıştı. Okuldaki veli toplantılarına annesi katılırdı mecbur olarak. Babası işlerini bitirip kendince yeterli olduğunu düşündüğü parayı kazanınca da Tarık yoktu artık. Okumak için büyük şehre gitmişti. Tarık’ın okuması için aldıkları dairenin birini sattılar. Ofis açması için de ikincisini sattılar.
Tarık şimdi iyi kazanan mimarlardan biriydi. Daha fazlasını da kazanırdı ama babasının giden o iki dairesi kadar kıymetli mi idi acaba? O daireler babasız günlerdi. Ertelenmiş mutluluklardı. Birlikte oynanmamış oyunlardı.
Anne ve babası tüm birikimlerini Tarık için harcamışlardı. Tarık’ın tüm ısrarlarına rağmen ayrılmadılar o mahalleden kendilerine daha lüks hayat sunulmasına rağmen kabul etmediler.
Tarık gözlerinden süzülen birkaç hasret damlasına aldırış etmeden odanın her bir noktasında göz gezdirirken vitrin içindeki çerçeveli resme takıldı.
Babasının emekli olup gelince ilk iş olarak aldığı arabanın önünde en iyi mahalle arkadaşı Kenan’dı bu.
Tarık ile Kenan ayaklar çapraz kollar arkadan kenetlenmiş bakışlarda bir artistlik poz!.. Tarık’ın gözlerindeki damlalar yanaklarından aşağı süzüldü. Kenan mahallenin yakışıklı delikanlısı "ağır abi"siydi.
Sağ sol olaylarında içeri girmiş, bir daha çıkamamıştı. Tarık’ın içinde bir şeyler yandı tutuştu. Bir derin nefesi içine çekti yetiremedi. Kalktı yerinden, annesinin odasına doğru yol aldı. Annesinin yorgun yatağına oturdu. Baş ucunda babası ile annesinin siyah beyaz fotoğrafları asılıydı. Annesinin iki kapaklı ceviz gardırobu nasıl da sağlam dimdik duruyordu eski insanlar gibi… Yıllara hizmet eden mobilyaların kapağını açtı, anne kokusu yayıldı etrafa…
İçinden bir şeyler koptu, yüreği sızladı. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.